Antep Fıstığı

Yabancı Yatırımcıların Antep Fıstığına İlgisi Büyüyor


Güneydoğu Anadolu'nun "Yeşil Altını" Olarak Bilinen Antep Fıstığına, Başta İtalyan ve Fransızlar Olmak Üzere Yabancı Yatırımcılar da İlgi Gösteriyor.

Güneydoğu Anadolu'nun “yeşil altını” olarak bilinen Antep fıstığına, başta İtalyan ve Fransızlar olmak üzere yabancı yatırımcılar da ilgi gösteriyor. Antep Fıstığı Tanıtım Derneği Başkanı Zeki Yağcı, Antep fıstığında bu yıl havaların sıcak gitmesinden dolayı rekoltenin beklendiği kadar olmadığını, ama geçen yıla göre yine de iyi sayılacağını ve üreticilerin memnun olduğunu söyledi. Dış piyasalarda şu anda fiyat sorunu yaşadıklarını, İran fıstığının fiyatı 10 dolarken Antep fıstığının fiyatının 17-18 dolar olduğunu belirten Yağcı, şunları söyledi: “Ama Antep fıstığının kalitesi, lezzeti daha üstün. Biz, kalitemizle dünya piyasalarında olmalıyız. İşletmecilerimizle daha iyi ürün elde etmek için çalışmalar yapıyoruz. Babadan dededen kalma usullerle ticaret devri bitti. Artık, hatta uluslararası çapta firmalar artık bölgeye, Antep fıstığına ilgi gösteriyor. Şu anda ulusal ve uluslararası ölçüde 2-3 tane firma bölgemizde işletme kurdu, üretim ve ciddi ihracat yapıyorlar.” Kaliteyi ön planda tutarak, katma değerli ürünler üretmek ve ihracata ağırlık vermek gerektiğini vurgulayan Yağcı, Antep fıstığının, yemekten tatlıya kozmetikten sanayiye kadar çok çeşitli alanlarda kullanıldığına işaret etti. “YABANİ 50 MİLYON FISTIK AĞACINI ÜRETİME KAZANDIRMALIYIZ” Uluslararası piyasalarda rekabet şansını yükseltmek için Antep fıstığı rekoltesini artırmak gerektiğini belirten Zeki Yağcı, şu anda bölgede ürün veren 45-50 milyon Antep fıstığı ağacının yanı sıra dağlarda aşılanmamış ve yabani halde yetişen 50 milyon civarında Antep fıstığı ağacı bulunduğuna dikkati çekti. Bu konuda devletin destek vermesi gerektiğini ifade eden Yağcı, “Bir plan dahilinde aşılama kampanyası başlatılabilir, yap-işlet-devret kapsamında üreticiye maddi destek verilebilir. Dağlarda bulunan yabani Antep fıstığı ağaçlarını aşılamamız halinde bu, 200 bin ton rekolte demek. Bunu yakalayabilirsek hem bölgenin kalkınmasını hem gelir adaletsizliğinin giderilmesini sağlarız, işsizliği yeneriz. Dünyada rekabet edebilir duruma geçeriz” dedi. Zeki Yağcı, bu yıl rekoltenin 100-120 bin ton olacağını kaydetti. “İTALYAN VE FRANSIZ FİRMALARDAN YATIRIM” Antep fıstığının ekonomik ve sosyal boyutunun yanı sıra sağlık açısından “sıkıştırılmış bir enerji hapı” gibi olduğunu anlatan Yağcı, şunları kaydetti: “Bölgemizde çok büyük 2-3 firma şu anda üretim yapıyor. Çok ciddi ihracat rakamları var. Ayrıca uluslararası 2-3 tane firma burada tesis kurmak için çalışmalar yapıyor. Bu firmalardan birisi İtalyan, birisi Fransız-İtalyan ortaklığında firma. Karadeniz bölgesinden fındıkçılar bile artık fıstıkla ilgilenmeye başladılar. Çünkü, fıstık çok önemli bir ürün. Yatırımcılar için karlı bir sektör. Sektörde henüz bir boşluk var. Ulusal ve uluslararası firmalarımıza yatırım yapmaya davet ediyorum.” 1970'li yıllarda Antep fıstığı üretiminin yüzde 50-60'ı ihraç edilirken bugün yüzde 10'unun ihraç edildiğine işaret eden Yağcı, “Aslında, 100 bin tonun 60 bin tonunu ihraç edecek potansiyelimiz var. Ama pazarlama sorunumuz var. Sektörü kayıt altına alıp, modern tekniklerle üretim yaparsak ve pazarlama tekniklerimiz iyi olursa Antep fıstığı eskisi gibi dünyada aranılan ürün haline gelir. Bu durumda yıllık 500 milyon dolar ihracat yapılabilir. Bölgede 1 milyar dolarlık gelir elde edilebilir” dedi. Zeki Yağcı, dünyada 700-750 bin ton fıstık üretim kapasitesi olduğunu, bunun tüketim artışına paralel 1,5 milyon tona çıkartılabileceğini belirterek, Antep Fıstığı Tanıtım Derneği olarak Türkiye genelinde tanıtım çalışması yaptıklarını ve fuarların hepsine katıldıklarını kaydetti. Yağcı, “Bunlar yeterli değil. İhracat, Dış Ticaret Müsteşarlığının işi. Ama üzülerek belirteyim ki, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in gayretli çalışmalarına rağmen istediğimiz neticeyi alamadık” dedi.

Bu Fıstığın Benzeri Yok!


Yedi bin yıldır topraklarımızda yetişen antepfıstığı tadan herkese göre eşsiz. Ama fıstık, yurtdışında rekabetin büyük olduğu pazarda hak ettiği payı alabilmiş değil.

Dünyanın en lezzetli fıstığı Tadan herkesin hemfikir olduğu bir konu: Antep fıstığı gibisi yok! Ancak dünya pazarında hiç esamesi okunmayan fıstığımızın, hak ettiği yeri ne zaman alacağı merak konusu.. Lübnan asıllı Amerikalı gazeteci Jamal Rayyis Antep fıstığı ile tanışmasını anlatırken gözleri parlıyordu: `Ağabeyim görevi gereği iki yıl Ankara`da çalıştı. Dönüşünde de bol miktarda Antep fıstığı getirdi. Bizde fıstık çok yenir ama bunun lezzeti inanılmazdı. Kim tatsa, hayretler içinde kalıyor, bunun nerede yetiştiğini soruyordu.` New York Times gazetesinin muhabiri Gaziantep`te geçirdiği iki gün içinde Antep fıstığını değişik ortamlarda tattı, bu nefis ürünü daha iyi tanımak için Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü`nü gezmek uğruna turistik Antep turundan bile fedakarlık etti. Sadece Jamal Rayyis değildi Antep fıstığına gönül veren. Yaklaşık 40 kişilik grubumuz içindeki çok sayıda yabancıyla birlikte biz Türkler, hepimiz bu fıstığın rengine, lezzetine bir kez daha vurulduk. FISTIKLI BAKLAVA Gaziantep`te kısa adı ABİGEM olan Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi tarafından düzenlenen `Yemek Kültürünün Beşiği Gaziantep` konulu etkinlikler için bir araya gelmiştik. ABİ- GEM`in Gaziantep fıstığı, bulgur ve baklavayı dünyaya tanıtma programı çerçevesinde dünyanın dört bir yanından medya mensupları ve yiyecek dünyasından kişiler davet edilmişti. Ticaret Odası ve Mozaik Müzesi`nde konuyla ilgili konuşmaların dışında baklava imalathaneleri, Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü ve bulgur işleme tesisleri gezildi. Bu vesileyle Antep`in zengin mutfak kültürünün örneklerini tatma fırsatını da bulduk. Gerçi son zamanlarda dünyanın değişik yörelerinden birtakım egzotik ceviz ve fıstıklar ithal ediliyor ama bir kez Antep fıstığını tanıdıktan sonra diğer tüm fıstık çeşitleri insana yavan geliyor. PAZARDA REKABET BÜYÜK Ancak 7 bin yıldır bu topraklarda yetişen fıstığın yurtdışındaki konumu hiç de parlak değil. İran`ın, tadı hiçbir şeye benzemeyen ama iri ve her şeyden önemlisi çok ucuz olan fıstıkları dünya pazarlarını tutmuş. İkinci sırada da Amerikan tipi fıstıklar geliyor. Bu iki ülke de taban arazide bol sulama, gübreleme, ilaçlama sayesinde o şişirilmiş, lezzetsiz fıstıkları üretiyorlar. Bizimkiler ise bozkırda, dağlık, çorak topraklarda yetişiyor, dolayısıyla tadına doyulmuyor. Bir avantajları da, bizim fıstıklarımızın hayatları boyunca gübre, ilaçlama gibi lükslerle karşılaşmadıkları için yüzde yüz organik olmaları. Küçük üreticilerin düşük verimli bahçelerinde yetiştirdikleri fıstık dünya pazarlarında iyi beslenmiş Amerikalı ve İranlı hemcinsleriyle fiyat açısından boy ölçüşemiyor. Ancak gördüğüm kadarıyla üreticilerimiz rakiplerin yolundan gidip verimi artırmak için kolları sıvamaya hazırlanıyorlar. Yabancı meslektaşlarımın da, benim de ortak görüşümüz, fıstıklarımızı olduğu gibi, sahip oldukları üstünlüklerini ortaya koyarak dünyaya tanıtmak ve hak ettiği fiyatlara pazarlamak. BULGUR ANTEP`TE YETİŞİR Antep fıstığı Şanlıurfa, Adıyaman ve Siirt`te de yetiştiği halde, Gaziantep`te işleniyor ve buradan pazarlanıyor. Tıpkı bulgurda da olduğu gibi. Ülkemizin bulgur üretiminin yüzde 70`i bu ilimizde gerçekleşiyor. Dünyanın en eski buğdayının bu bölgede yetiştiğini ve 4 bin yılı aşkın bir süredir bu topraklarda bulgur üretildiğini duymak insanı gururlandırıyor. Geçen ay bulgurla ilgili bir yazımda dünyada bulgurun giderek ilgi gördüğünü söylemiştim. Antep`te konunun uzmanları da bunu doğruladılar. Başta Arap ülkeleri olmak üzere bulgurumuza talep giderek artıyor. Ancak Avrupa`da bulgur hala sadece Türk marketlerinde bulunabiliyor. Henüz marketlere girebilmiş değil. `Yemek Kültürünün Beşiği Gaziantep 2006` toplantılarının, bu güzel ürünün hak ettiği büyük sıçramayı gerçekleştirmesine katkısı olacağını umuyorum. Bir yemekte Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gaziantep mutfağını tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de, İstanbul`da kebabın yanı sıra Antep yemekleri sunan restoranlar sayesinde tanıdığımı söyledim. Sofradaki ilk bakışta mercimek köftesi gibi görünen bir yemeği işaret etti; `Peki bunun adını biliyor musunuz?` Kem küm ettiğimi görünce, `Malhıtalı köfte`, diye açıkladı. `Mercimek ve bulgurla yapılır.` Gaziantep`te kaldığımız sürece hemen her yemekte etsiz ama bulgurla yapılmış bir ya da birkaç köfte vardı ve her biri farklıydı. Nitekim Bulgur Sanayicileri Derneği`nin yayınladığı kitapçıkta, bulgurla yapılan köftelerin sayısının Elazığ mutfağında 10, Antakya`da 12, Adana`da 13, Şanlıurfa`da 15, Gaziantep mutfağında 42 ve nihayet Malatya mutfağında 68 olduğunu okudum. Sadece bu köfteleri tanıtan bir etkinlik düzenlense, ülkemizin en ücra yerinde bile olsa gidip tatmaya hazırım.

Yazan: Ahmet Örs (Sabah)

Damar Tıkanıklığı İçin Antep Fıstığı

Gaziantep Üniversitesi tarafından yapılan bilimsel bir araştırmada, Antep fıstığının damar tıkanıklığına karşı iyi geldiği tespit edildi.

Atatürk Üniversitesi ve Türk Fizyolojik Bilimler Derneği tarafından düzenlenen 34. Fizyoloji Kongresinde sunulan ''Antep fıstığının genç sağlıklı erkeklerde lipid parametreleri ve oksidatif durum üzerine etkileri'' konulu bildiride, 32 erkek üzerinde yapılan bilimsel çalışmaların verileri yayımlandı.

Gaziantep Üniversitesi'nden (GAZÜ) bir grup bilim adamı tarafından gerçekleştirilen ve konuyla ilgili ilk defa insanlar üzerinde kontrollü olarak yapılan araştırma özelliğini taşıyan çalışmada, bir ay boyunca Akdeniz diyeti uygulanan 32 erkeğe daha sonra aynı diyetle birlikte bir ay boyunca da 100 gram Antep fıstığı verilerek kan örnekleri alındı.

Kan örnekleri üzerinde yapılan incelemede, Antep fıstığının kolesterol düşürücü etkisinin yanı sıra damar tıkanıklığı ile antioksidan etkisi
incelendi.

Araştırma bulgularına göre, Antep fıstığının damar tıkanıklığını önleyici etkisi olduğu belirlenirken, bu etkinin cevizden daha fazla olduğu da ortaya çıktı. Antep fıstığının kötü kolesterol olarak isimlendirilen LDL'yi düşürdüğü ayrıca insan vücuduna zararlı toksinleri engelleyen antioksidan miktarını artırdığı da gözler önüne serildi.

ANTEP FISTIĞININ İNSAN SAĞLIĞINA ÇOK BÜYÜK FAYDASI VAR

Çalışmayı gerçekleştiren ekip üyelerinden GAZÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cahit Bağcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Prof. Dr. İbrahim Sarı, Prof. Dr. Özcan Erel, Doç. Dr. Vedat Davutoğlu, Dr. Yasemin Baltacı ve Dr. Hakim Çelik ile birlikte yapıkları çalışmada, Antep fıstığının faydalarını bilimsel olarak bir kere daha ortaya koyduklarını söyledi.

Zmo'dan Basın Açıklaması: Antep Fıstığı ve Zeytinde Kuraklık Darbesi




Dünya pazarlarında ülkemizde yetiştirilen antepfıstığının pazarlama sorunu aşılmalıdır.

Yurdumuzun Gaziantep ve yörelerinde istediği ortamı bulan bitki, ekonomik verimliliğini yurdumuzda arttırmış bulunmaktadır.

İki yılda bir yüksek rekolte alınan antepfıstığında, 2007 yılına oranla 2008 yılında yüksek rekolte beklenmektedir. 2007 yılında ülke genelinde 50-55 bin tonluk rekolte elde edilen antepfıstığında, bu yıl ise beklentiler 110-130 bin ton civarında olacağı tahmin edilmektedir. Antepfıstığında bu verim yüksekliği ise bitkinin genetik yapısı itibari ile periyodisiteden (Bitkinin bir yıl iyi ürün vermesi, diğer yıl az ürün vermesi) kaynaklanmaktadır.

Bölgemizde görülen yağış yetersizliği ve olası yaz aylarının da aşırı sıcak seyretmesi beklenen rekolteyi % 25-30 oranında da olumsuz etkileyeceği de unutulmamalıdır.

Antepfıstığı ağaç olarak dioik bir bitki, yani erkek çiçekle dişi çiçekler farklı ağaçlar üzerinde bulunmaktadır. Üretimi engelleyen en önemli sorunlardan biriside tozlanma problemidir. Çünkü tozlanmamış meyveler boş kalmakta ve bu da verime çok olumsuz etki etmektedir.

Kötü şartlarda gerçekten ekonomik olarak verim sağlayabilse de; antepfıstığının sulama, gübreleme, budama, toprak işleme, ilaçlama gibi ihtiyaçları da vardır ve bu koşullar sağlandığında verim dikkate değer şekilde artmaktadır. Yapılan çalışmalarda, sulanarak verimin arttığı tespit edilmiştir.

Antepfıstığı salkımlarında bulunan meyveler aynı zamanda olgunlaşmazlar. Olgunlaşma önce salkımın uç kısmında bulunan meyvelerde başlar. Olgunlaşan meyveler ağaç altına dökülmeye başlar. Öte yandan ağaç altı meyve dökümleri aynı zamanda hasat döneminin saptanmasına yardımcı olmaktadır. Ağaçlardaki meyvelerin %1-3 ‘ ü yere döküldüğünde hasada başlanabilir.

Antep fıstığı hasadı cumbaların (fıstık salkımı) elle koparılması ile yapılır. Cumbaların salkım eğiminin ters yönünde ve salkım sapının dalla birleştiği yerden koparılmasına özen gösterilmelidir.

Salkımı daldan koparmadan meyveleri tek tek seçerek hasat yapmak doğru değildir. Hasat bu şekilde yapılırsa ağaç üzerinde salkım sapları ve boş meyveler kalmaktadır. Ağaçta kalan bu artıklar zararlılar için uygun bir barınak teşkil edeceğinden mutlaka koparılmalıdır.

Ağaç dallarını sallayarak veya sopalarla dallara vurarak hasat yapmak da doğru değildir. Bu şekilde yapılan hasatta ağaç dalları zedelenip kırılabilir. Neticede gelecek yılın mahsul gözleri zarar görebilir. Bunların yanı sıra hasatta kullanılan sopalar tüm ağaçlarda kullanıldığında ağaçların birisisinde bulunan hastalık etmenleri diğer ağaçlara vektörel taşıma yoluyla bulaşma olasılığı da vardır.

Adını İlimizin adından alan Antepfıstığının şehrin belirli yerlerine figürleri konulmalıdır. Ülkemizin birçok İllerinde Yetişme ve üretim koşullarına bağlı olarak örneğin; Denizlide horoz, Amasya da elma, Isparta da gül gibi fiğürler şehirlerin belirli mevkilerinde yer alırken, adını ilimizin adından alan antepfıstığının bir figürüne şehrimizde rastlanılmamaktadır.

Antepfıstığı üretim koşulları iyileştirilmeli, pazarlamaya yardımcı olunmalı, üreticilerin sorunları aşılmalıdır.

Güçlü bir Antepfıstığı, tanıtım organizasyonu ile tanıtılarak (Fındık tanıtım grubu gibi). Dünya pazarlarında ülkemizde yetiştirilen antepfıstığının pazarlama sorunu aşılmalıdır.

Yorum

Sitenin yazarı olarak bir kaç konuda Ziraat Mühendisi'mize katılmıyorum, daha çok araştırma yapıp yazılarını öyle yayınlamasını öneriyorum. Öncelikle şehrimizin logosuna dikkat etmeli antep fıstığı figür ile süslüdür ve bu logoyu şehrin heryerinde rahatlıkça görebilirsiniz ayrıca tanıtım organizasyonumuz bulunmaktadır (Antep Fıstığı Tanıtım Grubu) ve görevini imkanlar elverdiğince yürütmektedir ve bu konu da devletimizin yeterli desteği olmadığından güçsüz kalmaktadır, nedeni olarak da devlet büyüklerimizin fındığı ön plana atıp antep fıstığının bir köşede bırakması olarak düşünüyorum ve ayrıca fıstıkta her sene aynı miktarda verim alınabilmekte ancak bunun için yetiştiricilik konusunda tecrübeli insanlardan yardım alınması gerekmektedir.

Haziran Ayı İtibariyle Toplam 5.94 Milyon Dolarlık Antep Fıstığı İhraç Edildi


Gaziantep ve bölge illerinden geçen 6 ayda 5 milyon 946 bin dolarlık Antep fıstığı ihraç edildi. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Genel Sekreterliği verilerine göre, Gaziantep ve bölge illerinden Antep fıstığı ihracatı, Ocak-Haziran 2008 döneminde 5 milyon 946 bin dolar olarak gerçekleşti. Fıstık ihracatıyla sağlanan döviz girdisinin 2 milyon 433 bin doları iç Antep fıstığı, 3 milyon 513 bin doları da kabuklu Antep fıstığı dış satımıyla sağlandı. Antep fıstığı ihracatı, Ocak-Haziran 2008 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında artış gösterdi. Gaziantep ve bölge illerinden geçen yılın ocak-haziran döneminde 5 milyon 866 bin dolarlık Antep fıstığı ihraç edilmişti. İhracat gelirinin 2 milyon 65 bin doları iç Antep fıstığı, 3 milyon 801 bin doları kabuklu Antep fıstığı ihracatıyla elde edilmişti.


Ocak-Haziran 2007 Ocak-Haziran 2008 Değişim


Ürün (Dolar) (Dolar) (Yüzde)


İç Antep fıstığı 2.065.000 2.433.000 18


Kabuklu Antep fıstığı 3.801.000 3.513.000 -8


Toplam 5.866.000 5.946.000 1

Kepkep: "Rekolte 150 bin ton civarinda olur."

Gaziantep Ziraat Odası Başkanı Zihni Kepkep, ''Eğer, şu anda ağaçlardaki fıstık toplanıp depoya konulursa Antep fıstığında rekolte 150 bin ton civarında olur'' dedi.

Kepkep, Antep fıstığında şu ana kadar iklime bağlı bir verim düşüklüğü olmadığını ancak, ilerleyen haftalarda kuraklığın etkisi ile bir olumsuz durum olabileceğini söyledi.

Antep fıstığında, iki yılda bir gerçek anlamda verim alındığını ifade eden Kepkep, ''Bir yıl önce, rekolte 25-30 bin ton civarında gerçekleşmişti. Yani, üreticilerimiz tarafından yok yılı diye tabir edilen bir yıl geçirilmişti. Bu yıl ise üreticiler için var yılı olarak kabul ediliyor ve rekolte de yüksek sayılır'' diye konuştu.

Başta Gaziantep olmak üzere, Antep fıstığı üretimi yapılan çevre illerde de bahçelerde incelemelerde bulunduğunu belirten Kepkep, şöyle konuştu:

''Antep fıstığı üretiminin yapıldığı Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerde Nisan ve Mayıs aylarında yeterli yağışın alınamaması nedeniyle özellikle Gaziantep ve Şanlıurfa'da bulunan bazı bahçelerde kuraklığa bağlı yaprak dökülmesi var. Bakımsız ve su tutma özelliği az olan taban arazilerinde kuraklığı etkisi daha belirgin bir şekilde gözüküyor. Tarım zararlıları konusunda ise çok büyük bir olumsuzluk görülmüyor. Bölgede, ilaçlı mücadelenin zamanında yapıldığı bahçelerde de bir sıkıntı yok.

Ancak, önümüzde bir de Temmuz ve Ağustos ayları var. Bu aylar, hava sıcaklığının çok yüksek olduğu dönem. Bilindiği gibi Antep fıstığında aşırı sıcaklar da verim düşüklüğüne neden olabiliyor. Genel olarak üretim açısından olumlu bir yıl geçirmekle birlikte, rekolte konusunda Ağustos ayı ortalarında durum netlik kazanır. Ancak, şu durum itibariyle rekoltede beklentimiz yüksek.''

Kepkep, bölgeler arasında farklılıklar göstermesine karşın, Antep fıstığında hasat döneminin Eylül ayında başlayacağına dikkati çekerek üreticilere şu uyarılarda bulundu:

''Fıstık bahçelerinde hasat yapılırken, kesinlikle dallarda yaralanma olmamalı, gelecek yılın meyve gözeneklerine (karagöz) zarar verilmemeli. Bunun için de hasat, kesinlikle ağaç dallarına sopayla vurularak yapılmamalı. Sopayla ağaç dallarına vurularak yapılan hasadın, dalları zedeleyerek, karagözleri düşürdüğünü unutmamalıyız.

Hasat yapılırken, öncelikle ağaçların altına bezler açılmalı ve toplama işlemi mümkün olduğunca elle yapılmalıdır. Toplama işlemi tamamlandıktan sonra ise kurutma işlemi mutlaka bezler veyahut da beton zemin üzerinde yapılmalıdır. Kurutma sırasında Antep fıstığının toprakla temas etmemesine özen gösterilmesi gerekir. Ayrıca, kuruması için güneşe serilen ürünün en az 5 santimetre kalınlığında olması ve özellikle öğle saatlerinde tam kurumanın sağlanabilmesi için tırmık ile karıştırılmalıdır.''

Araban, Bu Seneki Rekolteyi Yüksek Bekliyor


Gaziantep'in Araban İlçesinde İç Güvesi ve Beyaz Sinekle Mücadelenin Başarılı Olması Sonrasında Antepfıstığı Rekoltesinin Yüksek Olmasının Beklendiği Bildirildi.

Gaziantep'in Araban ilçesinde iç güvesi ve beyaz sinekle mücadelenin başarılı olması sonrasında antepfıstığı rekoltesinin yüksek olmasının beklendiği bildirildi.

Araban İlçe Tarım Müdürü Kadir Sarıkaya, yaptığı açıklamada, antepfıstığı bahçelerini gezerken gördüğü iç güvesi ve beyaz sinekle mücadelenin geçen süre içerisinde yapıldığını ve mücadelenin başarılı bir şekilde sonuçlandığını belirtti. Sarıkaya, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"15-20 gün önce üreticilerimizin antepfıstığı bahçelerinde aniden oluşan hastalıklar ve dökülmelerin görüldüğünü belirterek bizi bilgilendirmelerinin ardından çalışma başlattık. Aldığımız numuneleri Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'ne gönderdik ve yapılan inceleme sonucunda zararlıların iç güvesi ve beyaz sinek olduğu tespit edildi. Çiftçilerimizden hemen ilaçlı mücadele başlatmalarını istedik. İlaçlama yapan çiftçilerimiz antepfıstığı bahçelerini adeta istila eden zararlılardan kurtulmuş oldu." Sarıkaya, Araban ilçesinde yetiştirilen antepfıstığında bu hasat döneminde rekoltenin her yıla göre daha fazla olacağını beklediklerini ifade etti.

Antep Fıstığı için Meclise Soru Önergesi


Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir, Antepfıstığı'nın Üretimi, Ticareti, Tanıtımı ve İhracatındaki Sorunlar ve Çözüm Yollarını Belirlemek Amacıyla, Meclis Araştırması Açılması İçin Soru Önergesi Verdi.

Özdemir, yaptığı yazılı açıklamada, Antepfıstığı'nın, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman ve Siirt illerinin temel tarım ürünü olduğunu ve 200 bin kişinin geçim kaynağını sağladığını belirtti. Özdemir, "Türkiye'deki toplam Antepfıstığı alanlarının yüzde 62,41'i Gaziantep ili sınırları içindedir. Gaziantep'teki çiftçilerinin yüzde 26'sı Antepfıstığı tarımıyla uğraşarak geçimini bu üründen sağlamaktadır. Antepfıstığı ticaretinin yaklaşık yüzde 90'nı, Gaziantep ilinden yapılmaktadır. Antepfıstığı, Kıraç, taşlık arazilerde yetişebildiğinden, geniş verimli arazilere sahip olmayan Bölgemiz ve Gaziantep için çok önemli bir üründür. Böylece, tarıma uygun olmayan araziler değerlendirilerek ülke, bölge ve Gaziantep ekonomisine önemli katkılar sağlanmaktadır. Ülkemiz, dünya Antepfıstığı üretiminde İran ve ABD'den sonra üçüncü sırada gelmektedir. ABD ve İran sulu tarım yaparken, ülkemizde sulu tarımın yapılamaması rekabet şansımızı zora sokmaktadır. Üretim maliyetlerimiz yüksek olduğundan fiyatımız dış pazardan yüksek olmakta, ihracatçı firmalar diğer ülkelerle yarışamamaktadır. Ayrıca, İran ve ABD fıstığına göre daha lezzetli ve yeşil içli olan Antepfıstığı'nın, irilik ve çıtlaklık açısından zayıf olması, kurutulduktan sonra ıslatılıp kavlatılması sonucu sert kabuğunun kararması gibi nedenlerle albenisini zayıftır" dedi.
Antepfıstığı'nın yeterince tanıtılamaması, tanıtıma ve ARGE'ye yeterli kaynak ayrılmamasının da önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Özdemir, sözlerini şöyle sürüdürdü; "Antepfıstığı'na yeni pazarlar bulmak amacıyla etkin bir tanıtım kampanyası düzenlenmelidir. Planlı ve istikrarlı bir şekilde yapılacak tanıtım faaliyetleri Antepfıstığı'nın satışında önemli bir rol oynayacaktır. Antepfıstığı'nın kendine has aroması ve yeşil içli olması yanında insan sağlığına olan yararları tanıtımda ön plana çıkarılmalıdır. Ayrıca, daha düşük maliyetle üretilen İran fıstığının ülkemize kaçak yollarla getirilip kendi çeşitlerimizle karıştırılıp satılması engellenmelidir. İran fıstığında daha fazla aflatoksin olduğundan bu, başka ülkelerde olumsuz tanıtıma yol açmaktadır. Çeşitlerimizin dış pazarlarda iyi tanıtılması durumunda, ülkemiz Antepfıstığı yetiştiriciliğinin önü açıktır. Antepfıstığı'nın modern entegre işletme tesisleri kurularak ABD ve İran'da olduğu gibi el değmeden işlenip ambalajlanarak iç tüketime ve ihracata yönelik tüketicilerin hizmetine sunulması gerekmektedir. Antepfıstığı ülkemiz, bölgemiz ve Gaziantep için çok önemlidir. Antepfıstığı, üretiminde, tanıtımında, iç tüketiminde, ihracatında vb. gibi konularda çok acil ve ağır sorunlarla karşı karşıya bulunduğundan, konunun TBMM'de kurulacak bir meclis araştırma komisyonu tarafından bütün boyutlarıyla incelenmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi hayati önem arz etmektedir."

Türk Gıda Firmaları New York'ta


Türk Gıda Firmaları New York'ta 29 Haziran -1 Temmuz Tarihlerinde Düzenlenecek 'Summer 2008 Fancy Food & Confection Show -2008 Yaz Gıda ve Şekerleme Fuarı'na Katılacak.

Türk gıda firmaları New York'ta 29 Haziran-1 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek ''Summer 2008 Fancy Food & Confection Show-2008 Yaz Gıda ve Şekerleme Fuarı''na katılacak.

New York Ticaret Ataşeliği tarafından yapılan açıklamada, Dış Ticaret Müsteşarı Tuncer Kayalar'ın Jacob K. Javits Kongre Merkezinde düzenlenecek fuarın açılışına katılacağı ve fuarda Türkiye'den antepfıstığı ve zeytinyağı tanıtım gruplarıyla 28 gıda firmasının yer alacağı bildirildi.

ABD'nin farklı bölgelerinde yerleşik alıcılara yönelik olarak her yıl 3 ayrı kentte 54 yıldır düzenlenen fuarın New York'taki bölümüne 2 bin 500 Amerikalı ve yabancı firma katılıyor. Fuarı 20 bin alıcının ziyaret etmesi bekleniyor.

Siirt'te Yetişen Bir Milyon Fıstık Ağacı Aşılanıyor


Siirt'te Çiftçinin En Büyük Gelir Kaynağı Olan Fıstıkçılıkta Bir Milyon Ağaç Aşılanıyor. 2002 -2004 Yılları Arasında Yürütülen Fıstıkçılık Projesi ile Yeni Oluşturulan Bahçelere Dikilen 5 Milyon Fidandan Aşılama Dönemine Erişen Bir Milyon Adedi Aşılanıyor.

Siirt'te çiftçinin en büyük gelir kaynağı olan fıstıkçılıkta bir milyon

ağaç aşılanıyor. 2002-2004 yılları arasında yürütülen fıstıkçılık projesi ile yeni oluşturulan bahçelere dikilen 5 milyon fidandan aşılama dönemine erişen bir milyon adedi aşılanıyor.

Gaziantep Fıstıkçılık Araştırma Enstitüsünden Ziraat Yüksek Mühendisi Halit Seyfettin Atlı, fıstık bahçesi sahiplerini aşılama teknikleri hakkında eğitim verdi. Sürgün göz aşısının nasıl yapılması gerektiğini fıstık bahçelerinde uygulamalı alarak gösterdiklerini belirterek, "Fıstıkta aşının önemi çok büyük. Öncelikle fıstıkçılığın uygun olarak yapıldığı Aydınlar İlçemize bağlı İkizbağlar köyündeki çiftçilere uygulamalı anlattık. Siirt yöresi için en verimli ve uygun aşı yöntemi yarı arpa biçimindeki 'T' aşısıdır. Siirt'te bu yıl bir milyon civarında fıstığın aşılanacak olması bu konunun önemini daha da artırıyor." dedi.

2008 Sezonunun İlk Bozfıstığına Ödül

Nizip ilçesinde Türkiye’de ilk olarak 2008 yılının fıstık mahsulünü getiren iki çiftçi Nizip Ziraat Odası başkanı tarafından ödüllendirildi. Nizip’e bağlı Akçakent köyünde yaşayan Rıfat Taşkesen ve Müslüm Gümüş isimli iki çiftçi Yılın Fıstık mahsulü olan Antep Fıstığını bugün Nizip ziraat odasına getirdiler. 2008 yılını ilk fıstığını yetiştirdikleri için Nizip ziraat odası Başkanı Mehmet Akfırat tarafından yarım altınla ödüllendirilen Çiftçiler, yalnızca Nizip’te değil Türkiye’de yetiştirilen fıstıkların ilk mahsulünün bu olduğunu belirttiler.

Üreticileri "Fıstık İçi Güvesi" korkusu sardı.

Gaziantep'in Araban ilçesindeki antepfıstığı üreticilerini "Fıstık İçi Güvesi" korkusu sardı.

Araban ilçesinde kuraklık nedeniyle mağdur olan kuru tarım yapan hububat çiftçilerinden sonra şimdi de antepfıstığı üreticilerini güve korkusu sarmaya başladı. Antepfıstığı bahçelerinde fıstık salkımlarında görülmeye başlanan güve üreticileri endişelendirdi. Antepfıstığı üreticisi Seydi Doğan, antepfıstığı bahçelerinde her zamankinden daha fazla iç güvesi gördüklerini belirterek, "Yaşanan kuraklık sebebiyle kuru tarım yapan çiftçiler olarak zaten büyük zarar gördük ve mağdur olduk. Antepfıstığı bahçelerinde de görülen kuruma üzerine araştırma yapan İlçe Tarım Müdürlüğü ziraat mühendisleri, bahçelerde araştırma yaptılar. Yapılan araştırmalarda ani kurumaların nedeninin fıstık içi güvesi olduğu tespit edildi" dedi.

Araban İlçe Tarım Müdürü Kadir Sarıkaya da, gelen şikayetler üzerine fıstık bahçelerinde ziraat mühendisleri tarafından araştırma yaptırdıklarını kaydetti. Sarıkaya, "Kuruyan fıstık tanelerinde yaptığımız incelemeler sonucunda fıstık tanelerinin kurumalarına fıstık iç güvesinin neden olduğunu tespit ettik ve bu konuda şikayetleri olan fıstık üreticilerimize bu zararlıya karşı ilaçlama yapılması gerektiğini bildirdik. Bu zararlıya karşı ilaçlı mücadele yapılmazsa verim düşer ancak ilaçlama yapılırsa sorun kalmaz'' diye konuştu.

Antep Fıstığı Ezmesi Türkiye Pazarında

Güneydoğubirlik Genel Müdürü Ahmet Adalı, yeni üretilerek Türkiye pazarına çıkarttıkları 'Hepota' isimli Antepfıstığı ezmesinin tanıtımını yaptı. Metro Alışveriş Merkezi'nde açtıkları standta vatandaşlara ve basın mensuplarına ürünü tanıtan Güneydoğubirlik Genel Müdürü Ahmet Adalı, "Antepfıstığı bölgemizin ve şehrimizin en önemli kültür, prestij ve ihracat ürünüdür. Şehrimizin ismiyle anılan tek ürünümüz. Antepfıstığı gerek dikim alanı, gerekse üretim açısından ülkemizin sosyoekonomik ve tarımsal tüketiminde 1 milyar dolarlık bir ekonomik değere sahiptir. Antepfıstığı başka hiçbir kültür tarımının yapılamadığı ikinci üçüncü sınıf eğimli ve taşlı Kıraç arazilerde yetişmektedir. Bu sebeple Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük üretici kuruluşu olarak, bizim de Antepfıstığının işlenerek, yeni tüketim alanları üretilerek değer fiyatına satılması ve bu oluşan katma değerden de üreticilerimizin hayat standartının yükseltilmesi yönünde başından beri Güneydoğubirlik böyle bir misyon üstlenmiştir" diye konuştu. Antepfıstığı Tanrı'nın insanoğluna sunduğu en lezzetli ve insan sağlığı açısından da en önemli ürün olduğunu ifade eden Adalı, "Antepfıstığı sadece çerez olarak kullanılıyordu. Biz Antepfıstığından fıstık ezmesi yaparak tüketicilerimizin huzuruna sunduk. Biz olaya bir tek üreticilerimiz açısından bakmıyoruz. Antepfıstığının insanımız için son derece besleyici ve lezzetli olan özelliğini bozmadan kamuoyunun tüketimine sunmak için de bir misyon üstlendik. İnşallah Antepfıstığı'nın şimdiye kadar geleneksel tüketim alanlarında çerez olarak tüketilmesi, ya da insanların ayda bir alabildiği baklava olarak değil de, kahvaltı sofrasında her gün tüketilecek bir ürün haline gelmesini istiyoruz" dedi.

Antep Fıstığı Tanıtım Derneği Başkanı Yağcı: "Antep Fıstığı İnsan Sağlığı ve Ekonomi Açısından Önemli Bir Ürün"

Antep Fıstığı Tanıtım Derneği Başkanı Zeki Yağcı, fıstığın insan sağlığı ve ekonomi açısından önemli bir ürün olduğunu söyledi.

Yağcı, yaptığı açıklamada, Antep fıstığının tanıtımı için önemli çalışmalar yaptıklarını ancak bunun yeterli olmadığını kaydetti.

Zeki Yağcı, "Antep fıstığı çok verimli arazilerde değil de 3. veya 5. sınıf tabir edilecek yerlerde dahi kolay yetişebilir. Antep fıstığı hem insan sağlığı hem de ekonomi açısından çok önemli bir üründür. Verimsiz, dağlık, kayalık bölgelerde dahi kolaylıkla kendiliğinden yabani olarak yetişebilir. Bu yabani ağaçlar aşılanarak üretime kazandırılır. Türkiye'de şu anda 45 ile 50 milyon arasında Antep fıstığı ağacı bulunuyor. Bir o kadar da aşılanmayan, yabani halde doğada bulunan var. Hem bunları aşılayarak hem de Antep fıstığını piyasada daha iyi tanıtarak ülkemize önemli ekonomik değer kazandırabiliriz." diye konuştu.

Antep fıstığının çoğunlukla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştiğini ve bölge açısından da önemli bir ürün olduğunu belirten Yağcı, "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki gelir dağılımı adaletsizliğini Antep fıstığı üretimi giderebilir. Dernek olarak bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Kurulduğumuz günden beri üreticileri, işletmecileri kısacası Antep fıstığı ile ilgilenen herkesi bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Üretimden tüketime kadar markalaşmak zorundayız. Sağlıklı, hijyenik, kaliteli bir üretim gerçekleştirmeliyiz. İhracatı artırmamız için Antep fıstığında da marka oluşturmamız gerekiyor. Bu konuda da girişimlerimiz devam ediyor. Yakın zamanda Gaziantep'te dünyaca ünlü gıda firmaları tesis kurarak üretime geçebilir. Bunun çalışması içerisindeyiz." diye konuştu.

Fındık üreticilerinin çok yüksek maliyetle reklam çalışmasında bulunduklarına dikkat çeken Yağcı, Antep fıstığında şu anda böyle bir reklam çalışması yapılmasının yüksek maliyet nedeniyle mümkün olmadığını da kaydetti.

Nizip Kızılay Ekibi Fıstık Fidanı Dikti

Kızılay'a ait fıstıklıktaki kuruyan ve boşalan yerlere fıstık fidanı dikildi.

Sabahın erken satlerinde ellerine kazma küreği alan Nizip Kızılay ekibi Kızılay'a ait fıstık bahçesinde soluğu aldı.Kızılay'a ait tarlada 82 adet fidanı kuruyan agaçların yerine yeni fidanlar dikerek bakımını yaptılar. Geçmiş yıllarda bir hayırsever tarafından Kızılay'a bağışlanan 37 dönümlük bu arazinin bakımıyla bizzat ilgilenen Nizip Kızılay ekibi bu fıstık tarlasından elde edilen geliri de yardıma muhtaç ailelere kapı kapı kendi elleriyle dağıtıyor. Bu konuda bilgi veren Nizip Kızılay Şubesi Başkanı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mahmut Kurt, "Kızılay'a ait fıstıklığa bakım yaparak boşalan yerlere 82 adet fıstık fidanı dikeceğiz" dedi.

Nizip Kızılay Şube Başkanı Mahmut Kurt ve yönetim kurulu üyeleri, Sağlık Grup Başkanı Dr. Ali Rıza Yaşar ve işadamı Kasım Çiçektaş, Kızılay'ın parasal sıkıntısını aştığını ve Nizip için çok önemli projelerin olduğunu vurguladılar.

Fıstık Kalbe İyi Geliyor


Şanlıurfa Harran Üniversitesi (H.Ü.) Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü tarafından, haftanın 3-4 günü toplam ağırlık başına 1 gram fıstık yenmesinin kalbe iyi geldiği belirtildi.

H.Ü. Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit'in yaptığı araştırmada, fıstığın ömrü uzattığı ortaya çıktı. Antep fıstığıyla ilgili 30 denek üzerinde 3 hafta süresince araştırma yapıldı. Deneklere kiloları başına 1 gram düşecek şekilde taze Antep fıstığı yedirildi. Fıstık yiyen kişilerin zararlı lipitleri düşerken, faydalı lipitlerin oranının arttığı gözlemlendi.

Uzmanlar, fıstığın ömrü uzattığını belirterek vücuttaki lipitleri yükseltmek için kullanılan ilaçların yüzde 20, fıstığın ise yüzde 30 civarında artış sağladığını tespit ettiklerini bildirdi.

Uzmanların Antep fıstığıyla ilgili yaptığı çalışma dünyaca ünlü tıp dergisi Mutation Research'de de bir süre önce makale konusu olmuştu.

Antep Fıstığı Üretiminde Gübreleme Programı


Antep Fıstığı yetiştiriciliği'nde her tanenin dolu olması ve tanelerin kolayca çatlaması için programlı olarak yapraktan gübreleme yapmak gerekir. Antep Fıstığı'nın köklerinin çok derinlere gitmesi nedeniyle kısa zamanda topraktan etkin besleme çok zordur.

Yapraklar 3-4 cm boya ulaştığında Septoria mücadelesi için yapılan yaprak ilaçlamalarına 100 lt suda 300 - 400 cc TRISERT-CB + 250 cc NZN ilave edilmelidir.

Haziran ayında embriyo teşekkülü başlangıcında, zararlılara karşı atılan ilaçlara 100 lt suda 300 cc KTS ile birlikte 400 cc TRISERT-CB ilave edilmelidir. İç teşekkülü ile birlikte Psilla veya Şıralı Zenk mücadele ilaçları ile birlikte 100 lt suda 500 - 700 cc KTS + 200 - 300 cc TRISERT-CB verilmelidir.

KTS ve TRISERT-CB uygulamaları Antep Fıstığı'nda karagöz oluşumunu çok büyük ölçüde arttırır.

BOR FAZLALIĞI OLAN BÖLGELERDE TRISERT-CB YERİNE N-SURE KULLANILMALIDIR. KTS ASİT GÜBRELERLE KARIŞTIRILMAMALIDIR. BU NEDENLE pH'SI 4 OLAN NZN, KTS UYGULAMALARINDA KULLANILMAZ.

İlaç karışımları hazırlanırken ilaç karışım tabloları dikkate alınmalıdır. Ayrıca, ilaçlarla karışabilirlikleri Kavanoz Testi ile denenmelidir. Karışım işleminde sıralama; önce su, sonra KTS, sonra TRISERT-CB ve en son zirai mücadele ilaçları şeklinde olmalıdır.

Tüm zirai ilaçlamalarda dönüme 250 cc dozunda katılan (yayıcı-yapıştırıcı dozu) TRISERT-CB, üstün yayıcı-yapıştırıcı etkisi ile birlikte bitkinin Azot ihtiyacının kontrollü çözünen özel Triazone Azot kaynağı ile karşılanması faydalarını sağlar, ürün artışına yol açar.

Antep Fıstığı Yetiştiriciliği

ANTEP FISTIĞI BAHÇE TESİSİ

Çukurların işaretlenmesi ve açılması
Araziye kaç metre dikim aralığı verilecekse enine ve boyuna olarak çizilir. Çizgilerin birbirlerini kestikleri yerler çukurların açılacakları noktalardır. Antep fıstığı çöğür anacı ile kurulan tesislerde sıra arası ve sıra üzeri mesafeleri kıraç yerlerde 10-12 metre taban arazilerde ise 8-10 metre olmalıdır.

Açılacak çukurların geniş ve derin olması, kök aksamlarının gelişebilmesi için önemlidir. En uygun fidan çukuru boyutları 50 x 50 x 50 cm. ebadında olmalıdır. Traktörün kuyruk miline bağlanan burgu ile açılan çukurların dip kısımları ve kenarları çok sertleştiğinden, fidan kökleri gelişebilmesi için bu kısımların mutlaka yumuşatılması gerekir.

Çöğürlerin dikimi
Çöğürlerin yaralı kısımları kesilir, hafif bir kök tuvaleti yapılır. Çukur başına 3 kg yanmış çiftlik gübresi, 200 gr P205 üst toprakla karıştırılarak çukurun taban kısmına konulur. Çiftlik gübresin;n kesinlikle yanmış olması gerekir. Dikimde, çöğürün toprak üstünde kalan kısmı, söküm seviyesi ne ise o şekilde olmalıdır. Hemen dikimden sonra can suyu verilir.

Çöğürleri dikerken kazık kök kesilmemelidir. Çöğür dikimi kışı sert geçmeyen bölgelerde sonbaharda, kışı çok karlı ve donlu geçen bölgelerde ise ilkbaharda yapılmalıdır.

Yeni Tesislerde Birinci Yıl Bakımları

Antep fıstığı genellikle kıraç alanlarda yetiştirilmektedir. Bu nedenle topraktaki besinlerin alınması ve muhafazası ancak iyi bir toprak işlemekle mümkündür.

Çöğürlerin dikimini mütakip yağmurların kesilmesinden sonra, ilkbaharda ve sonbaharda kontur sürümleri yapılarak, çöğürlerin etrafı çapalanır. Nisan, Mayıs aylarında sıcaklık fazla artmadan çöğürlerin evcikleri yapılmalıdır.

Kurak ve sulama imkanı olmayan yerlerde dikilen çöğürlerin tutmasını sağlamak, bunların etrafında rutubetli serin bir ortam yaratmak ve ayrıca ilkbahardaki taze sürgünleri güneş yanmalarından korumak için evcik yapılması zarureti vardır. Evcikler taş veya tahta parçası ile yapılır. Taşların üzeri toprakla kapatılmaz ise güneşin sıcaklığı ile ısınan taşlar çöğürün gelişmesi üzerine olumsuz etki yapar.

Evcikler Iki Şekilde Yapılabilirler

Birincisi; üç yönü ve üzeri kapalı, sadece kuzey yönü açık olarak yapılır. Bunlarda kışın kuzey tarafı kapatılır, güney tarafı açılır ve kış soğuklarından zararlanmaları önlenir.

İkincisi; dört yönü kapalı sadece üzeri açık ters çevrilmiş huni şeklinde olan evciklerdir. Bu evcik şekli genellikle Şanlıurfa bölgesinde yaygın olarak yapılmaktadır.

Yaz ayları çok sıcak geçen bölgelerde evciksiz çöğür düşünülemez. Aksi halde, Temmuz ve ağustos ayı sıcaklıkları çöğürleri kurutmaktadır. Sonbaharda yaprak dökümünden önce kuruyan dallar ayıklanır, gövde ve dip kısımlarından çıkan istenmeyen taze sürgünler tırnak bırakılmadan kesilir.

İkinci Yıl Bakımları

Birinci yılda yapılan bakım işleri tekrar yapılır. Tutmayan çöğürlerin yerlerine ilkbaharda yenileri dikilir. Tutan çöğürlerin evcikleri ikinci yılın sonbaharında kaldırılır. Yeniden dikilen çöğürlerin ise tekrar evcikleri yapılır.

Üçüncü Yıl Bakımları

Birinci ve ikinci yılda uygulanan bakım işleri aynen tekrarlanır. Çöğürler baş parmak kalınlığını aldığı zaman aşı yapılmalıdır. Bu süre yıllık çöğürlerin dikiminden 3-4 yıl sonra olmaktadır.

ANTEP FISTIĞI ANAÇLARININ AŞIYA HAZIRLANMASI VE AŞILAMA TEKNİĞİ

Antep fıstığı anaçları tek gövdeli ve (Ocak halinde) olarak iki kısımda bulunmaktadır. Güney Doğu Anadolu Bölgesinde aşı hazırlığı sonbaharda başlayıp, Mart ayı başına kadar devam eder.
Bazı yerlerde budama, aşı işlemi ile beraber yapılmaktadır. Bu da hatalıdır. Ağaca su yürümeden yani ilkbahardan önce budama işlemi mutlaka bitirilmelidir.

Budama balta ve tahra kullanılmayıp, el testeresi veya motorlu testere kullanılmalıdır. Bir kısım üretici, testerelerin ağacı yaktığı iddia ederek, tahra kullanmayı önermektedirler. Bunun gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.

Ocak halindeki anaçların aşıya hazırlanmasında dikkat edilecek hususlar:

bullet

Genellikle bir ocakta yirmi gövdecik bulunabilir. Budama mevsiminden önce ocak çevresindeki topraklar çapa ile temizlenerek, gövdeciklerin çıkış yerleri ortaya çıkarılır.

bullet

Bu gövdeciklerden, düzgün, pürüzsüz ve 2-4 cm çapında olabilenlerden 3-5 tanesi bırakılarak, diğerleri testere ile ana gövdeyle birleştikleri yerden çıkarılırlar.

bullet

Melengiç ağaçlarında aşılar çok yükseğe yapılmaz. Genel olarak aşı yeri topraktan 30-50 cm. yukarıdadır. Budama döneminde, aşı yapılacak düzgün bir yer belirlenerek, buraya kadar olan yan dallar gövdecikle kesiştiği yerden makas veya testere ile kesilir.

bullet

Aşı yapılacak yerin üzerindeki dalların hepsini budama mevsiminde kesmek hatalıdır. Gövdecikte su hareketini ve böylece anacın daha iyi kabuk kaldırmasını sağlamak için her gövdecikte birkaç tane dal kalmalıdır. Aşı yapıldıktan sonra bu küçük dallardan sadece 1 tanesi bırakılıp, diğerleri kesilecektir.

Tek gövdeli anaçların aşıya hazırlanmasında dikkat edilecek hususlar

bullet

Ağacın taç genişliği ve gövde kalınlığı dikkate alınarak, budama 1-3 yıl içerisinde tamamlanmalıdır.

bullet

Gövdeden çıkan ana dallar budanmayıp, ağacın büyüklüğüne göre ikinci veya üçüncü derecedeki dallar budanmalıdır.

bullet

Kesilen her dalın ucunda mutlaka bir soluk dalı bırakılmalıdır. Aksi halde o dal kuruyabilmektedir.

bullet

Ağacın büyüklüğüne göre 1 veya 3 tane dal hafif azaltılarak dalların ucundaki soluk dalına ek olarak, ağacın soluk dalı olarak bırakılmalıdır.

bullet

Budanan ağaçların dallarından ilkbaharda, fazla miktarda taze sürgünler çıkar. Bu sürgünlerden, dalın kalınlığına göre 2-4 tanesi; çepeçevre dalı saracak şekilde bırakılarak, diğerleri Mayıs ayında temizlenmelidir. Böylece bu sürgünlerin gelişimi artar ve daha kısa zamanda aşıya gelirler. Eğer bu sürgünlerin hepsi de dalın ucunda bırakılıp, diğer kısmında hiç bırakılmazsa, dalın o yönünde kuruluk olacaktır.

Ayıklama yapılınca sürgünlerin bazıları o yıl aşıya gelebilmektedir. Ama ertesi yılda hemen hemen tümü aşıya hazırdırlar. Aşılamada ağacın taç genişliğine göre aşı sayısı değişir. Aşı sayısının azaltmayıp, aşı yapılmak üzere bırakılan her sürgüne bir aşı yapılmalıdır.

Aşılama Tekniği:

Antep fıstığı aşılarında kalem aşısı kullanmayıp, göz aşıları kullanılmaktadır. Aşı ile ilgili yapılan çalışmalarda; Mart ayında tomurcukların kabarmaya başlamasından yapraklanmaya kadar olan devrede yongalı göz aşısının, Haziran ayında ise sürgün göz aşısının iyi netice verdiği bulunmuştur. Aşı kalemi alınırken dikkat edilmesi gereken hususlar:

bullet

Aşı kalemi pişkinleşmiş olmalı ve üzerinde meyve gözü bulunmamalıdır.

bullet

Ağacın yan dallarının ucunda bulunan sürgünler aşı kalemi olarak alınmaz. Bu dallarda bulunan sürgünler, ağacın gelişimini ve gelecek yıllarda, ürün verecek olan yeni dalların oluşumunu sağlayacaklardır. Bu nedenle, aşı kalemleri gövdeye yakın olan yıllık sürgünlerden kesilmelidir.

bullet

Uyur gözlerin uyanmasıyla doğrudan gövdeden çıkan sürgünler obur dallardır. Bunların gözleri olgunlaştığında aşı kalemi olarak kullanılmazlar.

bullet

Aşı kalemi alınacak damızlık ağaçlar, verimli ve iyi çeşitlerden olmalıdır.

Sürgün göz aşısı için kullanılacak aşı kalemleri günün serin saatlerinde kesilmeli ve hemen yaprak sapının 1-1.5 cm si kalem üzerinde kalacak şekilde yaprak ayaları kesilmelidir.

Uzak mesafelere gönderilen aşı kalemlerinin iki ucu ılık parafine batırılıp ambalajlanmalıdır. Antep fıstığı anaçlarına göz aşısı yaparken, dikkat edilecek en önemli nokta aşı bıçağının anacın odun kısmına değdirilmemesidir. Aksi halde reçine çıkar. Ve o aşı tutmaz.

bullet Aşı yaparken önce (T) çizilir.
bullet Sonra aşı kaleminden aşı gözü çıkarılır (Altı sivri üstü düz olacak şekilde).
bullet Aşı gözünde büyüme konisi (öz) nin bulunmasına dikkat edilmelidir. Büyüme konisine sahip aşı gözü anaçta çizilen (T) ye yerleştirilir.
bullet Hafif ıslatılmış rafya veya plastik bağla sıkıca bağlanır.
bullet Daha sonra 30-40 cm lik bir tırnak bırakılır. Bu tırnağın ucunda soluk dalı denilen küçük bir yan sürgün bulunmalıdır.

Aşının tutup, tutmadığı 10-15 gün sonra belli olur. Göz irileşmiş, kabarmış, kabuk rengi parlak ve yaprak sapı dokunulunca düşüyorsa o aşı tutmuştur.
Göz burumuş kahverengileşmiş ve yaprak sapı kuruyup, yerinde duruyorsa o aşı tutmamıştır. Mevsim elverişli ise tutmayan aşıların alt kısmında ve değişik yöneyden yenileme aşısı yapılmalıdır.

Aşı Sonrası Bakım

bullet Aşılamadan 20-25 gün sonra aşı bağı çözmeden gevşetilmeli,
bullet Aşı sürgünleri 15-20 cm yi bulunca sökülüp anaca yatık () sekiz biçiminde bağlanmalı.
bullet Aşı yerinin altından çıkan sürgünlerin tamamı aşı yeri üzerindekiler de kısmen temizlenmeli.
bullet Aşı sürgün kalınlığının anaç kalınlığına yaklaştığı sonbaharda tırnakların kesilmesi gerekmektedir.

ANTEP FISTIĞINDA YILLIK BAKIM İŞLERİ

Gübreleme

Antep fıstığında görülen periyodizitenin (düzensiz verim) bitki beslenmesi ile ilgili olduğunu belirten birçok araştırma mevcuttur. Besin elementlerince fakir, kıraç ve susuz arazilerde yetişen Antepfıstığının gübrelenmesi zorunluluk arz etmektedir.

Ocak ayında, mümkün olduğu kadar derine verilmek üzere (25 cm) ya ağacın taç izdüşümüne açılacak banta, ya da özellikle plantasyonlarda, ağacın taç izdüşüm kenarına açılacak çizgilere, fosforlu gübre uygulaması yapılmalıdır. Ağacın yaşı ve toprağın yapısı gözönüne alınarak ağaç başına 1-3 kg triple süper fosfat gübresi verilebilir.

Antep fıstığının yetiştiği yöre toprakları çoğunlukla kireçli yapıya sahiptirler. Bu nedenle azotlu asit karakterli gübreler kullanılmalıdır. Şubat ayında ağacın yaşı ve toprağın özelliği göz önüne alınarak, 2-5 kg arasında olmak üzere, amonyum sülfat gübresi taç izdüşümüne verilip, tırmık veya çapa ile toprağa iyice karıştırılmalıdır.

Bölge toprağı potasyum yönünden genellikle yeterli olmasına karşın, eksikliğin olduğu yerlerde vardır. Yapılacak toprak ve yaprak analizlerine göre eksikliğin görüldüğü bahçelerde, fosfor uygulamasıyla ağaç başına 0,5-1 ,5 kg potasyum sülfat verilmelidir.

Zamanında ve tekniğine uygun olarak yapılacak gübreleme, Antep fıstığının gelişimine büyük oranda katkı sağlamakta, verimi arttırıp, periyodisiteyi azaltmaktadır.


Budama

Antep fıstığı reçineli olduğundan, prensip olarak, budamada kalın dal kesilmemelidir. Reçine akan yerlerde kurumalar olabilmektedir.

Ağaç fidan devresinde iken, üç veya dört bazen iki ana dal bırakılarak şekil budaması yapılır. Antep fıstığı ağaçlarında budama; fidan döneminde şekil budamasından sonra, genç ağaçlarda kuru dalların ayıklanması, sık birbiri aleyhine gelişen dalları seyreltilmesi, çok yaşlı ağaçlarda yeni sürgün teşekkülünü teşvik etmek için fazla derin olmayacak şekilde kesimler yapılması şekilde olmalıdır.

Kuru dal ayıklanmasına hasattan hemen sonra, kuru yaş kısımları belli iken girilebilir. Antep fıstığında kuru dal ayıklanması çok önemlidir. Mutlaka yapılmalı ve ağaçta hiç kuru dal bırakılmamalıdır. Aksi halde kuru dallar haşere yatağı olmaktadırlar.

Budamada dikkat edilecek en önemli nokta, budamanın tırnak bırakılmadan yapılmasıdır.

Sulama
Yağışla birlikte verim çağındaki Antep fıstığının yıllık su ihtiyacı 620-760 mm. arasındadır. Haziran-Ağustos ayları sonunda, o yılki yağışa ek olarak 20 gün ara ile sulama yapılması, Antep fıstığında gelişmeyi arttırıp periyodizitenin kısmen önlenmesine etkili olmaktadır.

ANTEP FISTIĞINDA DÖLLENME VE YAPAY TOZLAMA


Döllenme Antep fıstığında en önemli olaydır. Çünkü bu olay, doğrudan içli meyve oluşumu ile ilgilidir. Döllenme yetersizliğinin bir çok nedeni bulunmakla birlikte, en önemli neden, çiçek tozu yetersizliğidir. Neticede Antep fıstığı bahçelerimizde çiçek ve küçük meyve dökümleri sık sık görülmekte ve üreticilerimiz hüsrana uğramaktadır.

Dökülecek çiçek salkımlarının önce uçları kıvrılmakta, daha sonrada dökülmektedir. Normal bir Antep fıstığı çiçek salkımında ortalama olarak 120 adet çiçek bulunur. Bunun 20 tanesi meyve bağlarsa, bu orta derecede bir verime karşı gelmektedir. Şayet salkımlarda 40 tane meyve oluşmuşsa, bu da oldukça yüksek mahsul demektir. Halbuki salkım seyrelmesi gösteren meyve dallarında ( cumba ) 1- 6 meyve kalmaktadır.

Tüm bunların en önemli nedeni, üreticilerimizin bahçelerine erkek ağaç dikmemeleridir. Antep fıstığı bahçelerinde genel olarak 10 dişi ağaca 1 erkek ağaç hesaplanmalıdır. Erkek ağaçlar ürün vermediğinden, üreticilerimiz bahçelerinde bunlara yer vermemekte veya çok az yer vermektedirler.

Üreticiler bahçelerindeki erkek ağaçlara kayıp değil kazanç gözüyle baktıkları taktirde yukarıda anlatılan çiçek ve meyve dökümleri olmayacaktır. Aksi taktirde bu dökümler, her ürün yılında kaçınılmazdır. Antep fıstığı bahçelerinde bulundurulan erkek ağaç sayısı genellikle % 1-2'dir. Bu oran mutlaka % 8-10'lara çıkarılmalıdır.

Olay tamamen tozlanma ve döllenme ile ilgili olduğuna göre, bahçesinde yeterli sayıda erkek ağacı bulunmayan üreticilerimiz, bu eksikliği mutlaka telafi etmelidir. Eksiklik, Antep fıstığı bahçelerine yapay tozlanma yapılarak giderilebilir. Bunun için önce çiçek tozlarının toplanması gerekir. Çiçek tozları toplamayan üreticiler için Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsünde çiçek tozu satışı yapılmaktadır. Her ağaç için 1 çay kaşığı (1 g) çiçek tozu yeterli olmaktadır. Çiçek tozları her ağaç için 1 su bardağı dolusu una iyice karıştırılarak verilmelidir.

Burada önemli olan dişi çiçeklerin kabul edici olgunlukta olmalarıdır. Hazırlanan çiçek tozu ve buğday unu karışımı dişi ağaçlara ya tülbent torbalarla, ya da motorlu sırt atomizörü ile uygulanabilir. En iyisi küçük bahçelere yapılacak yapay tozlama için tülbent torba, büyük bahçeler için ise motorlu toz atıcı kullanmaktır.

Güneydoğu'yu Antep Fıstığı Kalkındıracak

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Meclis Başkanı ve Antep Fıstığı Tanıtım Derneği Başkanı Zeki Yağcı, Antep fıstığının hem insan sağlığı hem de ekonomi açısından çok önemli bir ürün olduğunu bildirdi.

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Meclis Başkanı ve Antep Fıstığı Tanıtım Derneği Başkanı Zeki Yağcı, Antep fıstığının hem insan sağlığı hem de ekonomi açısından çok önemli bir ürün olduğunu bildirdi.
Yağcı, yaptığı açıklamada, dernek olarak Antep fıstığını tanıtmak için büyük bir çaba gösterdiklerini ancak şu ana kadar yapılanların yeterli olmadığını belirtti. Antep fıstığının çok verimli arazilerde değil de 3. veya 5. sınıf tabir edilecek yerlerde dahi kolaylıkla yetişebildiğini kaydeden Yağcı, "Antep fıstığı hem insan sağlığı hem de ekonomi açısından çok önemli bir üründür. Verimsiz, dağlık, kayalık bölgelerde dahi kolaylıkla kendiliğinden yabani olarak yetişebilir. Bu yabani ağaçlar aşılanarak
üretime kazandırılır. Türkiye'de şu anda 45 ile 50 milyon arasında Antep fıstığı ağacı bulunuyor. Bir o kadar da aşılanmayan, yabani halde doğada bulunan var. Hem bunları aşılayarak hem de Antep fıstığını piyasada daha iyi tanıtarak ülkemize önemli ekonomik değer kazandırabiliriz" dedi.
Antep fıstığının çoğunlukla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştiğini ve bölge açısından da önemli bir ürün olduğunu ifade eden Yağcı, "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki gelir dağılımı adaletsizliğini Antep fıstığı üretimi giderebilir. Dernek olarak bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Kurulduğumuz günden beri üreticileri, işletmecileri kısacası Antep fıstığı ile ilgilenen herkesi bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Üretimden tüketime kadar markalaşmak zorundayız. Sağlıklı, hijyenik, kaliteli bir üretim
gerçekleştirmeliyiz. İhracatı artırmamız için Antep fıstığında da marka oluşturmamız gerekiyor. Bu konuda da girişimlerimiz devam ediyor. Yakın zamanda Gaziantep'te dünyaca ünlü gıda firmaları tesis kurarak üretime geçebilir. Bunun çalışması içerisindeyiz" diye konuştu.
Yağcı, Dış Ticaret Müsteşarlığı bünyesinde Antep Fıstığı Tanıtma Grubu oluşturulduğunu dile getirerek şunları söyledi:
"Oluşturulan grup, yurtdışında tanıtım çalışmalarını sürdürüyor. Ancak kısıtlı imkanlarla tanıtım yapıldığı için bu çalışma istenilen düzeyde değil. Bizim de dernek olarak bir kaynağımız yok. Sadece Gaziantep'teki bazı kurumların verdiği bağışlarla bu işi yürütmeye çalışıyoruz. Dünya piyasalarında Antep fıstığını bilen ve tanıyan bir kesim var. Şu anda bu kesime ihracat yapıyoruz. Ancak yurtdışında tanıtım yapmazsak bu pazarlarımızı da kaybedebiliriz. Özellikle aflatoksin konusunda dış pazarlarda sıkıntı
yaşıyoruz. Bizim Antep fıstığımız hakikaten çok değerli, çok özellikli bir ürün. Bunun daha iyi değerlendirilmesi için devletimizden yardım bekliyoruz."
Fındık üreticilerinin çok yüksek maliyetle reklam çalışmasında bulunduklarına dikkat çeken Yağcı, Antep fıstığında şu anda böyle bir reklam çalışması yapılmasının yüksek maliyet nedeniyle mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.

'Yeşil Altın' Antep Fıstığı

E vitamini yönünden ceviz ve pikan fındığından zengin olan antepfıstığı ayrıca A ve B1 vitaminleri içeriyor.

Kronik kalp rahatsızlıkları ve kanser riskini azaltan "resveratrol" maddesinin antepfıstığında da bulunduğunu tespit eden Yrd. Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu'nun Gaziantep Ticaret Odasının (GTO) desteğiyle "Yeşil Altın Antepfıstığı" adlı kitabı çıktı.

Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu, antepfıstığı üzerine yaptığı araştırmaların sonucunda üzüm ve şarapta bulunan "resveratrol" adlı antioksidan maddenin antepfıstığında da bulunduğunu tespit etmiş, bunun ardından Tokuşoğlu, dünyanın birçok bilim adamından ve bilimsel dergilerinden övgüler almıştı.

Bu araştırmasının, Türkiye ve dünyada geniş yankı bulduğunu, yurt içi ve dışında birçok televizyon ve radyo programlarında antepfıstığının bu özelliğinden bahsedildiğini ifade eden Tokuşoğlu, bu kapsamda GTO'nun desteğiyle "Yeşil Altın Antepfıstığı" adlı kitabı hazırladığını ve basılıp piyasaya sürüldüğünü söyledi.

Tokuşoğlu, kitapta antepfıstığının dünyadaki üretim merkezleri, ülkedeki üretim miktarı, tarımı, hasadı, depolanması, bileşimi ve sağlığa etkilerinin yer aldığını bildirdi.

Kitapta özellikle kalp hastalıkları ve kanser riskini azaltan "resveratrol" adlı maddeden genişçe bahsettiğini dile getiren Tokuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bu madde, insan sağlığı açısından son derece önemli bir antioksidan maddedir. Resveratrol, kötü kolesterole etki yaparak kronik kalp rahatsızlıkları riskini azaltıyor. Resveratrol, kanser riskini de azaltmaktadır. Antepfıstığı, içerdiği birçok yararlı madde sayesinde kalp rahatsızlıkları ve kanserin yanı sıra hücre tahribatını önlemesi, kolesterolü azaltması gibi çok sayıda rahatsızlığa iyi geliyor."

Antepfıstığı, E vitamini açısından cevizden zengin


Tokuşoğlu, vitamin ve mineraller açısından zengin olan antepfıstığının, E vitamini yönünden ceviz ve pikan fındığından zengin olduğunu, ayrıca bu üründe A ve B1 vitamininin de bulunduğunu söyledi.

E vitamininin bazı kanser türlerine karşı azaltıcı etkiye sahip olduğunu belirten Tokuşoğlu, günde bir avuç yenecek antepfıstığı ile bir insanın günlük E, A ve B1 vitamininin önemli bölümünü karşılayabileceğini kaydetti.

Tokuşoğlu, antepfıstığının görmeden, hücre yenilenmesine ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine kadar birçok önemli görevler üstlendiğini belirterek, "Kitapta bu konuların tamamını işledik. 86 sayfalık kitapta antepfıstığıyla ilgili A'dan Z'ye kadar birçok bilgi bulunuyor. Kitabın hazırlanmasında destek olan GTO'ya teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Antep Fıstığı İlaçlama Dönemi Başladı

Antepfıstığı İlaçlama Dönemi BaşladıNizip ilçesinde antepfıstığı bahçelerinde ilaçlama dönemi başladı.

Baharın gelmesiyle birlikte antepfıstığında ilaçlama döneminin başladığını belirten Nizip Ziraat Odası üyelerinden Ziraat Mühendisi Fadime Sayın, septoria (kara zenk) ilaçlamasına çiftçilerin dikkat etmesi gerektiğini kaydetti. İlacın atım döneminin meyvelerin buğday kadar olduğu dönemde olduğunu ifade eden Sayın, karazenk ilaçlaması ile birlikte karagöz kurdu ve göz kurdu diye tabir edilen zararlı böceklerin de ağaçlara zarar vermemesi için yapılacak olan ilaçlamanın artık yapılmasının şart olduğunu dile getirdi.

Sayın, ilaçlama yapılırken en önemli ve dikkat edilmesi gereken hususun ilaçların dozunun çok iyi ayarlanması olduğuna dikkat çekerek, "Fazla verilen ilaçlar yarar yerine ağaçlara zarar verir. Bunun için bir ziraat mühendisinden veya teknisyenden mutlaka bilgi alınması gerekmektedir" dedi.


Antep Fıstığı, Japonya ve Suudi Arabistan'da görücüye çıktı

Antep Fıstığı Tanıtım Grubu, Japonya'da düzenlenen 'Foodex 2008 Fuarı' ile Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde düzenlenen Jenadriye Festivali'ne katılarak, Türk fıstığının tanıtımını yaptı.

Antep Fıstığı Tanıtım Grubu (AFTG) 11-14 Mart 2008 tarihlerinde Japonya'nın Tokyo kentinde düzenlenen "Foodex Japan 2008 Fuarı'nda açtığı 12 metrekarelik bir standla, Asya kıtasının ve pasifik bölgesinin en büyük gıda fuarı olan Foodex'te Japonya ve çevresinden yaklaşık 80 sektör temsilcisiyle görüşme sağladı. Yapılan görüşmelerin yanı sıra, 30'u aşkın ithalat öncesi talep gerçekleştirildi. AFTG yetkilileri, özellikle yeşil iç ve iç fıstık ürünleri açısından Japonya'nın zengin bir potansiyele sahip olduğunu ve bu pazarın kaçırılmaması gerektiğine dikkat çekti.

AFTG, Riyad'da düzenlenen Jenadriye Festivali'nde de Suudi Arabistan'ın onur konuğuydu. 05-19 Mart 2008 tarihlerinde düzenlenen Jenadriye Festivali'nde, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Antep Fıstığı Tanıtım Grubu'na Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından yer tahsis edildi. 2 haftalık festivalde Türk fıstığı Suudi Arabistan'da da etkili bir biçimde tanıtılmış oldu.

Kaynak: Zaman

Abigem Antep Fıstığı Projesi

Fıstık Projesi, düzenlenen bir toplantı ile 50’ yi aşkın katılımcıya tanıtıldı. Sektör bilgileri, proje amaçları katılımcılara sunulmuş ve HACCP konusunda katılımcılar bilgilendirildi.

Projenin en kapsamlı amacı, fıstık sektörünün bölgeyle olan stratejik bağlantısına ulaşmasına yardımcı olacak bir süreç başlatmak. Proje, buna ek olarak bilinçlilik yaratmayı ve AB’ ye katılma bağlamında Türkiye’ de tanıtılması beklenen denetim gereksinimleriyle uyuşan gıda sağlığı ve güvenlilik standartlarını tanıtmayı amaçlıyor.

Projenin özel amaçları ise;

  • Avrupa’ da seçilen herhangi bir pazara önümüzdeki 2 yıl boyunca 1250 tonluk ek miktarda fıstık ihraç etmek

  • AB tarafından belirlenen maximum aflatoxin seviyesi dahilinde, ihraç edilen fıstığın aflatoxin seviyesini garanti etmek

  • Maximum 15 entegre fıstık işleyicisinde HACCP sertifikası konusunda bilinçlendirmek

  • Gaziantep’ te AB tarafından akredite edilen bir aflatoxin labaratuarı kurmak

  • Fıstık için bir vakum paketleme konusunda firmaları bilinçlendirmek


Fıstığın işlenmesi sırasında gelişen aflatoxin riskini belirlemek için, proje HACCP sertifikası konusunda teknik yardım sağlamayı öngörmektedir. Gaziantep’ teki tüm entegre fıstık işleme tesisleri bu hizmetten yararlanma talebinde bulundular. HACCP uzmanı tarafından gerçekleştirilen ön araştırma ve teknik destek sonucunda, mevcut gıda güvenilirliği riskini gidermek için HACCP sertifikasının uygun olduğu sonucuna varıldı. Fıstık Projesi, Fıstık İşleme Tesislerine web sitesi ve tanıtım sayfaları yolu ile ilan edildi. Proje, 50 katılımcıya sunuldu, 20 Fıstık İşleme Tesisi, HACCP sistemi uygulamalarını kendi tesislerinde gerçekleştirilmesi konusunda talepte bulundu. Başvuruların değerlendirilmesinden sonra, şirketler seçilecek ve HACCP sistemi uygulanacak.


Laboratuar akreditasyonu

Proje, Ticaret Borsası laboratuarının AB akreditasyonuna hazırlığı konusunda yardım sağlayacak. AB tarafından akredite edilmek, AB gümrüğündeki fıstıkla ilgili ve hatta bölgedeki diğer kuru meyve ve fındık ürünleriyle ilgili prosedürleri hızlandırmaya yardımcı olacak. ABIGEM, TS EN ISO 17025 danışmanlık hizmeti için Ticaret Borsası’ na teklif sunmuş ve teklif Ticaret Borsası tarafından kabul edildi.

Projenin faydaları

Proje, daha çok doğrudan doğruya işleyicilere ve tüccarlara fayda sağlayacağı gibi, fıstık üretim zincirinin değişik kademelerine de yardım sağlamayı amaçlıyor. Bunun yanı sıra çiftçiler de projeden faydalanacak. Sonuç olarak fıstık tüketicileri gelişmiş güvenlik ve kalite standartları ile fıstığın keyfine varacaklar.

Proje tamamen ABIGEM’ in kontrolü altında yapılacak. Bölgedeki KOBİ’ler tarafından danışmanlık yabancı bir kavram olarak ele alınmakta ve “görmek,inandırıcılık faktörüdür” görüşü diğer sektörlerde olduğu gibi fıstık sektöründe pazarlama, kalite sistemleri, üretim yönetimi ve lojistik alanlarında danışmanlık hizmetlerine talep yaratacak.

Antep Fıstığı Yağı

Antepfıstığı yağı (Pistachio Oil) yüksek oranda tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri içeren, Omega–3 ve Omega–6 yağ asitlerini içerisinde bolca bulunduran hoş kokulu bitkisel bir yağdır. B3, B6, B12 ve A vitaminlerini, Pro–Vitamin B5 (Pantotenik asit) ve tiamin içermektedir. Vücudun karbonhidratı kullanmasına yardımcı olur. Cilt sağlığı için gereklidir. Sinir sisteminin düzenli çalışmasına yardım eder. İştah arttırır, hazmı kolaylaştırır. Metabolizmayı hareketlendirir. B-3 vitaminine en çok ihtiyacı olanlar: Vejetaryenler, süt ürünleri ve kümes hayvanlarını tüketmeyenlerin Antepfıstığı yağı tüketmeleri önerilir. Antepfıstığı yağının kandaki kolesterol seviyesini düşürerek kalp krizi riskini azatlığı belirlenmiştir. Losangeles UCLA Scholl of medicine da yapılan araştırmaya göre vücuttaki yağların yanmasını sağlayarak kilo verdirdiği, kan basıncını düzenlediği, kolesterolü ve trigliseridi düşürdüğü ortaya konmuştur. İçerdiği C vitamini ve rezveratrol sayesinde antioksidan rolü vardır. Bu antioksidanlar sayesinde düzenli olarak kullanımı kalp krizi ve kanser riskini azaltmaktadır.

Dengeli ve sağlıklı beslenmek sağlığımız ve gelişimimiz için çok önemlidir. Tüketilen her besinin vücudumuza çeşitli katkıları vardır. Yalnız bazı besinler vardır ki; diğerlerinden daha besleyicidirler ve metabolizmamızın ihtiyaçlarını daha etkili karşılarlar. Origo Antep fıstığı yağı bunlardan biridir ve barındırdığı vitaminler ve mineraller her derde devadır. Antepfıstığı yağı, kolesterolü düşüren ve bazı kanser tiplerine karşı koruma sağlayan fitosterol bakımından oldukça zengindir. Antepfıstığı yağı içerdiği Na ve K mineralleri sayesinde kanın pıhtılaşmasını ve hücre zarı geçişlerini kolaylaştırır. İçerdiği Fe sayesinde hemoglobin metabolizmasını düzenlerken Mg sayesinde Parkinson hastalığına ve mental depresyona iyi gelmektedir. Zn sayesinde büyümeyi destekler, Al sayesinde kabızlığı engellediği bilinmektedir.

Antepfıstığı yağı insan cildine en hızlı nüfuz eden yağdır. İçerdiği A ve E vitaminleri sayesinde cildin sertleşmesini engelleyip yaşlanma etkilerini geciktirdiği bilinmektedir. İçerdiği B gurubu vitaminler sayesinde deri hastalıklarından ve anemiden cildi koruyucu bir etkisi vardır. Yine Antepfıstığı yağında bulunan Pro–Vitamin B5 (Pantotenik asit) ‘in saç ve saç derisi sağlığı açısından önemi bilinmektedir.

Antepfıstığı yağı bitkisel yağlar içerisinde en lezzetli olanıdır ve tadına doyulmaz. Doğal aroması ile kullanıldığı yemeklerde ve tatlılarda kendini hemen belli eder. Özellikle kırmızı et ve balıkta, salatalarda, soslarda, hamur işlerinde, tatlılarda ve dondurmada kullanılması uygundur.

ANTEPFISTIĞI YAĞININ BİLİNEN BAZI FAYDALARI

  • Kolesterolü ve trigiliseridin düşmesine yardımcı olur.
  • Vücüttaki yağların yakılması sağlar.
  • Kalp krizi riskini azaltır.
  • Kan şekerini düşürür.
  • İçerdiği Pro-Vitamin B5 sayesinde saç dökülmesini azaltır.
  • İçerdiği Antioksidanlar sayesinde kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
  • B3 vitamini sayesinde beyin fonksiyonlarının gelişmesine yardımcı olur.
  • Parkinson ve Mental depresyonu engeller.
  • Kabızlığı engeller.
  • İçerdiği zengin E vitamini sayesinde yaşlanma etkilerini geciktirir.
  • Cilde uygulandığında yumuşatıcı ve kırışık önleyici etkisi vardır.
Kaynak: Origo.com.tr

Ülkemizde Ve Diğer Üretici Ülkelerde Antep Fıstığı Karşılaştırmalı Hasat Dönemleri

Ülkemizde Antep Fıstığı hasat zamanın saptanması meyvelerin kendine özgü kabuk rengini almasına, kırmızı kabuğun sert kabuktan ayrılma durumuna ve meyvelerin salkımdan kopma direncine bakılarak yapılmaktadır.

Elle hasat edilen meyveler, sergi yerlerinde ayıklanıp, kurutulmaktadır. Sergi yerleri genellikle Antep Fıstığı bahçelerinin içerisinde olur. Meyveler burada güneşte kurutulur. Uygun hava koşullarında 3-4 günde Antep Fıstık’larının nem oranı % 3-5'e düşmektedir. Kurutma işlemi ürün kalitesini doğrudan etkiler.

ABD/Kaliforniya’da ise meyve kabuk renginin değiştiği, çıtlamanın olduğu, meyve iç ağırlığı ile ham yağ miktarının en iyi durumda olduğu dönem hasat zamanı olarak belirtilmiştir.

ABD’de altı yaşından küçük ağaçlarda hasat elle yapılmakta, ağaç altına örtüler serilip, salkımlar bambu sopalarla çırpılarak yapılmaktadır. Daha yaşlı ağaçlar makineyle hasat edilmektedir. İran ve Suriye’de de hasat ülkemizdeki gibi tamamen elle yapılmaktadır.

Global Antep Fıstığı Piyasası

Dünya fıstık piyasasındaki en güçlü devlet İran’dır. Ancak son yıllarda Birleşik Devletler de üretimini bir hayli artırarak İran’a rakip olabilecek seviyelere yükselmeye başlamıştır. Ülkemiz ise üretimde bu iki ülkenin arkasından 3. sırada yer almasına rağmen, dünya fıstık ticaretinde henüz hedeflenen noktaya ulaşamamıştır.

Türkiye’den dünyaya ne kadar Antep Fıstığı gidiyor?

2005 yılı (Ocak-Aralık) ihracat kayıt değerlerine göre, ülkemizden 55 ülkeye toplam 16.913.057-ABD $ Antep Fıstığı ihracatı olmuştur. Bu ihracatın %92’si kabuklu ve %8’i de iç olarak yapılmıştır. Antep Fıstığı ihracatımızın %64’ü Almanya, İtalya, İsrail ve Birleşik Devletler (ABD) arasında dağılmaktadır.

Almanya %28’lik pay ve 3.892.431-ABD $’ı kabuklu, 833.176-ABD $’ı iç olmak üzere toplam 4.725.607-ABD $ ihracat ile ilk sırada gelmektedir. Almanya, gerek kabuklu ve gerekse iç Antep Fıstığı’nda en önemli alıcı ülkedir. Almanya’yı %13’lük payla İtalya takip etmektedir. İtalya’ya ihracatımız 1.916.743-ABD $’ı kabuklu, 220.496-ABD $’ı iç olmak üzere toplam İtalya’ya toplam 2.137.240-ABD $’dır. İsrail ve Birleşik Devletler sırasıyla %12 ile 3. ve %11 ile 4. sırada yer almaktadır.

Hollanda, Fransa, İspanya, Birleşik Krallık, KKTC ve Belçika diğer önemli alıcı ülkelerdir. Görüldüğü üzere, Antep Fıstığı’nın en önemli alıcıları Avrupa ülkeleri, Birleşik Devletler ve Orta Doğu ülkeleridir.

Antep Fıstığı’nın Depolanmasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Depolamada amaç; küflenme, renk bozukluğu, acılaşma, tat, lezzet ve aroma kaybının önlenmesidir. Depo olarak kullanılacak yerin özellikleri şunlar olmalıdır:

  • Depo serin ve kuru özellikte olmalıdır.
  • Doğrudan güneş ışığı almamalı, nem yapmamalıdır.
  • Depo tabanı su baskınlarına karşı yerden yüksek olmalıdır.
  • Depo üstü tavan ve çatılar akmayı, sızmayı önlemeli, sıcaklık değişmelerinden etkilenmeyi önleyecek şekilde yalıtımlı olmalıdır.
  • Kanalizasyon boruları geçen ve lavabo olan yerler depo olarak kullanılmamalıdır.
  • Depo sıcaklığı 5-10 derece olmalı, depo bağıl neminin % 70’in üzerine çıkmaması sağlanmalıdır.
  • Deponun kapı, pencere ve diğer kısımları bulaşmaları ve zararlı girişini önleyecek şekilde yapılmalıdır.
  • Fıstık konacak depo, çeşitli zararlılara karşı önceden ilaçlanmış ve temizlenmiş olmalıdır. Ayrıca depolarda böcek ve fare girişi engellenmeli ve havalandırma yapılmalıdır.
  • Depo tabanında ızgara bulunmalı, ızgaralar üzerine üst üste 8-9 çuvaldan fazla konulmamalı, istifler arasında boşluk bırakılmalı ve bu çuvallar depo çeperinden en az 10 cm. uzakta tutulmalıdır.
  • Yığın halinde ve çok sayıda çuvalı üst üste koyarak depolama yapılmamalıdır. Özellikle yığın halinde depolamada fıstıklar havasız kalabildiğinden küf gelişmesi için uygun ortam oluşabilmektedir, ayrıca aşırı basınç nedeniyle hücre zarlarının zarar görmesi fıstığın tadını bozmaktadır

Antep Fıstığı Tanıtımı İspanya'da da Yapıldı

10-14 Mart tarihlerinde Barselona’ da Alimentaria 2008 Fuarı’ na katılan Antep Fıstığı Tanıtım Grubu yaklaşık 250 ziyaretçi ağırlarken, 35 ithalatçıyla yüzyüze görüşme yaparak ithalat talepleri elde etti. Çoğunluğunu İspanyolların oluşturduğu ziyaretçi yelpazesinde Fransa, Cezayir, Fas, Almanya ve Güney Amerika ülkeleri de mevcut 15-20 yıl öncesinde Pazar payımızın en yüksek olduğu İspanya’ da, etkili tanıtım ve kaliteli ürünlerle bu pazar payının yeniden yakalanabileceği görüldü.

Antep Fıstığı Nasıl Yetiştirilir

Antep fıstığı lezzetli ve besin değeri oldukça zengin bir yemiştir.Fıstık ağacının meyveleri salkımlar şeklinde ve penbe renklidir.fıstığın geniş bir tüketim alanı vardır.çerez olarak yenildiği gibi tatlılarda ve tuzlu yemeklerde kullanılır.Fıstık,yazları uzun,sıcak ve kurak,kışları nispeten soğuk olan bölgelerde yetişir.Gaziantep ve yöresinde istediği ortamı bulur.Antep fıstığı ağacı bir yıl ürün verdiğinde ertesi yıl daha az ürün verir yada hiç vermez.Fıstık ağacının tepesi basık ve yuvarlak,boyu 6 metre kadardır.



NASIL YETİŞTİRİLİR?

Antep fıstığı ağacının fidesi 7-8 yaşına geldiğinde aşılanır,10-12 yaşına geldiğinde ürün vermeye başlar.Ümrü yaklaşık 150 yıldır.Verimsiz kıraç topraklardada yetişebilir.Budanması ve bakımı zor değildir.İlk budama yapıldıktan sonra her yıl budanması gerekmez;ancak ölü dallar alınıp ağaç biçimlendirilir.Nisan ayında çiçek açan ağacın meyvesi ağustos-eylül aylarında toplanır.Adına cumba (comma)denilen salkımlar halinde bulunan fıstık,ağaç silkelenerek toplanır.Daha sonra cumbalar dala tutundukları kök bölgesinden kırılır.




BOZ FISTIK

Fıstığın tam olgunlaşmadan önceki evresine boz fıstık denir.Dış kabuğu açık sarı renkte olduğu için bu adı alır.Fıstığım içi tam dolgun değildir.Kokusu özel,tadı olgun fıstık içinden farklıdır.Antep baklavası boz fıstık içinden yapılır.Ve kendine özgü lezzetini buradan alır.






AĞAÇTA BOZ FISTIK CUMBASI
Cumba üzerinde pembe renkli olanlar olgun fıstıksarı renkli olanlar ise boz fıstıktır.






MENENGİÇ
Antep fıstığının yabanisine "menengiç" adı verilir.Menenğiç ağaçları aşılanarak Antep fıstığı ağacı elde edilir.Menengicin mercimek büyüklüğünde meyveleri olur.Bu meyveler kavrulup daha sonra öğütülür.Suda kaynatılarak kahve gibi içilir.Yörede bu içeceğe "menengiç kahvesi" adı verilir.Menengicin hemoroidi iyileştirici,nefes açıcı ve öksürük giderici özelliği de vardır.

Antep Fıstığı Kalp Dostu

Baskın düzeyde tekli doymamış yağ asitleri içeren Antep fıstığının, kalp rahatsızlıklarıyla ilişkilendirilen risk faktörlerini indirgemede olumlu sonuçlar gösterdiği bildirildi.

Celal Bayar Üniversitesi Akhisar Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu, 'Yeşil Altın: Antep fıstığı Teknolojisi, Kimyası ve Kalite Kontrolü' konulu araştırmasında, Antep fıstığının 'nut' grubu olarak adlandırılan gıdalar arasında önemli yer tuttuğunu ifade etti.

ABD’de tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 40’lık dilimine koroner kalp hastalıklarının yol açtığını, koroner kalp hastalıklarının hem erkekler hem kadınlar için ciddi tablolar oluşturduğunu vurgulayan Tokuşoğlu, koroner kalp hastalıklarıyla ilişkilendirilen en ciddi risk faktörünün yüksek kolesterol olduğunu bildirdi.

Tokuşoğlu, diyet ve egzersizle yüksek kolesterolün düşürülmesinin kalp rahatsızlıklarından korunmada etkili olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
'Yüksek kolesterol, kalp rahatsızlıklarıyla ilişkili başlıca risk faktörüdür ve yaklaşık 100 milyon yetişkini etkilemektedir. Sağlıklı bir diyetle ve egzersizle yüksek kolesterolün düşürülebilmesi, düşük kalp rahatsızlıkları riski açısından önemli olmaktadır.

Doymuş yağlarca yüksek olan diyetlerin kalp rahatsızlığı olaylarında artışla ilişkilendirildiği kabul edilmekte iken, son kanıtlar tekli doymamış yağ asitleri ve azalan kalp hastalıkları riski arasında pozitif yönde ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.

Antep fıstığını da içine alan kuru yemişlerle yapılan araştırma bulguları, ’nut’ grubu da denilen söz konusu gıdaların tekli doymamış yağ asitlerince zengin olduğunu göstermektedir. Baskın düzeyde doymamış yağ asitleri içeren Antep fıstığı kalp hastalıklarıyla ilişkilendirilen risk faktörlerini indirgiyor.'

Tokuşoğlu, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, Antep fıstığının de içerisinde yer aldığı ’nut’ grubu kuru yemişlerin ilgili sağlık iddialarını doğrulayıcı açıklamalar yaptığını, bu gıdaların tüketiminin koroner kalp rahatsızlıkları riskini düşürmede rol oynadığını rapor ettiğini belirtti.

Amerikan Kalp Birliği’nin de kalorilerin yüzde 20’sinin tekli doymamış yağ asitlerinden alınmasını, tekli doymamış yağ asitlerinin de zeytin yağı, balık, legume ve kabuklu yemişler (nutlar) aracılığıyla alınmasını önerdiğini vurgulayan Tokuşoğlu, bu diyet tercihinde Antep fıstığının önemli yer tuttuğunu ifade etti.

Tokuşoğlu, kalp sağlığı diyetinde yer alacak kuru yemişlerin hem kalori açısından istenilen skaladaki yağ yüzdesinde kalori almayı hem de doymuş yağlarla yer değiştirmeyi sağlayabilen gıda olarak önerildiğini belirterek bu gıdalar içinde baskın düzeyde tekli doymamış yağ asitleri içermesi dolayısıyla Antep fıstığının önemli yer tuttuğuna işaret etti.

Antep Fıstığının Faydaları

  • Günde 10-12 adet yenilen iç antepfıstığı,vücudun günlük yağ ihtiyacını karşılayabilmektedir.
  • 100 g antepfıstığı vücudun günlük protein,vitamin B1 ve fosfor ihtiyacının %35''ini karşılayabilmektedir.
  • Antepfıstığında kolestrol yoktur Kandaki kolesterol seviyesini düşürür. Kroner kalp hastalığının riskini azaltır.
  • Antep fıstığı protein yönünden 2 kat,fosfor yönünden 4 kat sığır etinden daha üstündür
  • Vitamin E,B ve C komplexince zengindir.
  • Antepfıstığı şeker hastalığında (Diabete Mellitus)kullanılabilir
  • 100 gr antepfıstığında 4.0 gr posa bulunur.Posa miktarı yönünden pirinç, patates ve buğday (0.3 gr) dan daha üstündür
  • İnce bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler.
  • Yapısındaki lipitlerin çoğunluğu monounsature yağ asiti içerdiğinden(35 g), kan şekerini yükseltme (Glisemik indx) yönünden buğdaydan daha az riske sahiptir
  • Kalp İçin Antep fıstığı kalp sağlığını korumada önemli bir ilaç vazifesi görür
  • Hastalıktan Sonra Antep fıstığı nekahet dönemlerinde de vücudumuzun dostudur. Bir terkip içinde veya tek başına tüketilen fıstık, nekahet dönemin rahat ve kısa sürmesini sağlar, bünyeyi dirençli hale getirir
  • Akciğer için iyi bir iltihap temizleyicidir. Göğsü yumuşatır, ağrılarını hafifletir, öksürüğün geçmesine yardımcı olur.
  • Antepfıstığından yapıları şurup, balgam söktürücüdür, bronşite de iyi gelir: Bunun için fıstık içi bir havanda içine biraz su konularak ezilir. Sonra içine bir miktar daha su ile şeker katılarak kaynatılır. Böylece hazırlanan şuruptan içilir.
  • Antepfıstığının afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkileri de vardır: Bunun için fıstık içi bolca yenilir ya da içine fıstık içi katılmış besinler tüketilir.