Antep Fıstığı

Yabancı Yatırımcıların Antep Fıstığına İlgisi Büyüyor


Güneydoğu Anadolu'nun "Yeşil Altını" Olarak Bilinen Antep Fıstığına, Başta İtalyan ve Fransızlar Olmak Üzere Yabancı Yatırımcılar da İlgi Gösteriyor.

Güneydoğu Anadolu'nun “yeşil altını” olarak bilinen Antep fıstığına, başta İtalyan ve Fransızlar olmak üzere yabancı yatırımcılar da ilgi gösteriyor. Antep Fıstığı Tanıtım Derneği Başkanı Zeki Yağcı, Antep fıstığında bu yıl havaların sıcak gitmesinden dolayı rekoltenin beklendiği kadar olmadığını, ama geçen yıla göre yine de iyi sayılacağını ve üreticilerin memnun olduğunu söyledi. Dış piyasalarda şu anda fiyat sorunu yaşadıklarını, İran fıstığının fiyatı 10 dolarken Antep fıstığının fiyatının 17-18 dolar olduğunu belirten Yağcı, şunları söyledi: “Ama Antep fıstığının kalitesi, lezzeti daha üstün. Biz, kalitemizle dünya piyasalarında olmalıyız. İşletmecilerimizle daha iyi ürün elde etmek için çalışmalar yapıyoruz. Babadan dededen kalma usullerle ticaret devri bitti. Artık, hatta uluslararası çapta firmalar artık bölgeye, Antep fıstığına ilgi gösteriyor. Şu anda ulusal ve uluslararası ölçüde 2-3 tane firma bölgemizde işletme kurdu, üretim ve ciddi ihracat yapıyorlar.” Kaliteyi ön planda tutarak, katma değerli ürünler üretmek ve ihracata ağırlık vermek gerektiğini vurgulayan Yağcı, Antep fıstığının, yemekten tatlıya kozmetikten sanayiye kadar çok çeşitli alanlarda kullanıldığına işaret etti. “YABANİ 50 MİLYON FISTIK AĞACINI ÜRETİME KAZANDIRMALIYIZ” Uluslararası piyasalarda rekabet şansını yükseltmek için Antep fıstığı rekoltesini artırmak gerektiğini belirten Zeki Yağcı, şu anda bölgede ürün veren 45-50 milyon Antep fıstığı ağacının yanı sıra dağlarda aşılanmamış ve yabani halde yetişen 50 milyon civarında Antep fıstığı ağacı bulunduğuna dikkati çekti. Bu konuda devletin destek vermesi gerektiğini ifade eden Yağcı, “Bir plan dahilinde aşılama kampanyası başlatılabilir, yap-işlet-devret kapsamında üreticiye maddi destek verilebilir. Dağlarda bulunan yabani Antep fıstığı ağaçlarını aşılamamız halinde bu, 200 bin ton rekolte demek. Bunu yakalayabilirsek hem bölgenin kalkınmasını hem gelir adaletsizliğinin giderilmesini sağlarız, işsizliği yeneriz. Dünyada rekabet edebilir duruma geçeriz” dedi. Zeki Yağcı, bu yıl rekoltenin 100-120 bin ton olacağını kaydetti. “İTALYAN VE FRANSIZ FİRMALARDAN YATIRIM” Antep fıstığının ekonomik ve sosyal boyutunun yanı sıra sağlık açısından “sıkıştırılmış bir enerji hapı” gibi olduğunu anlatan Yağcı, şunları kaydetti: “Bölgemizde çok büyük 2-3 firma şu anda üretim yapıyor. Çok ciddi ihracat rakamları var. Ayrıca uluslararası 2-3 tane firma burada tesis kurmak için çalışmalar yapıyor. Bu firmalardan birisi İtalyan, birisi Fransız-İtalyan ortaklığında firma. Karadeniz bölgesinden fındıkçılar bile artık fıstıkla ilgilenmeye başladılar. Çünkü, fıstık çok önemli bir ürün. Yatırımcılar için karlı bir sektör. Sektörde henüz bir boşluk var. Ulusal ve uluslararası firmalarımıza yatırım yapmaya davet ediyorum.” 1970'li yıllarda Antep fıstığı üretiminin yüzde 50-60'ı ihraç edilirken bugün yüzde 10'unun ihraç edildiğine işaret eden Yağcı, “Aslında, 100 bin tonun 60 bin tonunu ihraç edecek potansiyelimiz var. Ama pazarlama sorunumuz var. Sektörü kayıt altına alıp, modern tekniklerle üretim yaparsak ve pazarlama tekniklerimiz iyi olursa Antep fıstığı eskisi gibi dünyada aranılan ürün haline gelir. Bu durumda yıllık 500 milyon dolar ihracat yapılabilir. Bölgede 1 milyar dolarlık gelir elde edilebilir” dedi. Zeki Yağcı, dünyada 700-750 bin ton fıstık üretim kapasitesi olduğunu, bunun tüketim artışına paralel 1,5 milyon tona çıkartılabileceğini belirterek, Antep Fıstığı Tanıtım Derneği olarak Türkiye genelinde tanıtım çalışması yaptıklarını ve fuarların hepsine katıldıklarını kaydetti. Yağcı, “Bunlar yeterli değil. İhracat, Dış Ticaret Müsteşarlığının işi. Ama üzülerek belirteyim ki, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in gayretli çalışmalarına rağmen istediğimiz neticeyi alamadık” dedi.

Bu Fıstığın Benzeri Yok!


Yedi bin yıldır topraklarımızda yetişen antepfıstığı tadan herkese göre eşsiz. Ama fıstık, yurtdışında rekabetin büyük olduğu pazarda hak ettiği payı alabilmiş değil.

Dünyanın en lezzetli fıstığı Tadan herkesin hemfikir olduğu bir konu: Antep fıstığı gibisi yok! Ancak dünya pazarında hiç esamesi okunmayan fıstığımızın, hak ettiği yeri ne zaman alacağı merak konusu.. Lübnan asıllı Amerikalı gazeteci Jamal Rayyis Antep fıstığı ile tanışmasını anlatırken gözleri parlıyordu: `Ağabeyim görevi gereği iki yıl Ankara`da çalıştı. Dönüşünde de bol miktarda Antep fıstığı getirdi. Bizde fıstık çok yenir ama bunun lezzeti inanılmazdı. Kim tatsa, hayretler içinde kalıyor, bunun nerede yetiştiğini soruyordu.` New York Times gazetesinin muhabiri Gaziantep`te geçirdiği iki gün içinde Antep fıstığını değişik ortamlarda tattı, bu nefis ürünü daha iyi tanımak için Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü`nü gezmek uğruna turistik Antep turundan bile fedakarlık etti. Sadece Jamal Rayyis değildi Antep fıstığına gönül veren. Yaklaşık 40 kişilik grubumuz içindeki çok sayıda yabancıyla birlikte biz Türkler, hepimiz bu fıstığın rengine, lezzetine bir kez daha vurulduk. FISTIKLI BAKLAVA Gaziantep`te kısa adı ABİGEM olan Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi tarafından düzenlenen `Yemek Kültürünün Beşiği Gaziantep` konulu etkinlikler için bir araya gelmiştik. ABİ- GEM`in Gaziantep fıstığı, bulgur ve baklavayı dünyaya tanıtma programı çerçevesinde dünyanın dört bir yanından medya mensupları ve yiyecek dünyasından kişiler davet edilmişti. Ticaret Odası ve Mozaik Müzesi`nde konuyla ilgili konuşmaların dışında baklava imalathaneleri, Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü ve bulgur işleme tesisleri gezildi. Bu vesileyle Antep`in zengin mutfak kültürünün örneklerini tatma fırsatını da bulduk. Gerçi son zamanlarda dünyanın değişik yörelerinden birtakım egzotik ceviz ve fıstıklar ithal ediliyor ama bir kez Antep fıstığını tanıdıktan sonra diğer tüm fıstık çeşitleri insana yavan geliyor. PAZARDA REKABET BÜYÜK Ancak 7 bin yıldır bu topraklarda yetişen fıstığın yurtdışındaki konumu hiç de parlak değil. İran`ın, tadı hiçbir şeye benzemeyen ama iri ve her şeyden önemlisi çok ucuz olan fıstıkları dünya pazarlarını tutmuş. İkinci sırada da Amerikan tipi fıstıklar geliyor. Bu iki ülke de taban arazide bol sulama, gübreleme, ilaçlama sayesinde o şişirilmiş, lezzetsiz fıstıkları üretiyorlar. Bizimkiler ise bozkırda, dağlık, çorak topraklarda yetişiyor, dolayısıyla tadına doyulmuyor. Bir avantajları da, bizim fıstıklarımızın hayatları boyunca gübre, ilaçlama gibi lükslerle karşılaşmadıkları için yüzde yüz organik olmaları. Küçük üreticilerin düşük verimli bahçelerinde yetiştirdikleri fıstık dünya pazarlarında iyi beslenmiş Amerikalı ve İranlı hemcinsleriyle fiyat açısından boy ölçüşemiyor. Ancak gördüğüm kadarıyla üreticilerimiz rakiplerin yolundan gidip verimi artırmak için kolları sıvamaya hazırlanıyorlar. Yabancı meslektaşlarımın da, benim de ortak görüşümüz, fıstıklarımızı olduğu gibi, sahip oldukları üstünlüklerini ortaya koyarak dünyaya tanıtmak ve hak ettiği fiyatlara pazarlamak. BULGUR ANTEP`TE YETİŞİR Antep fıstığı Şanlıurfa, Adıyaman ve Siirt`te de yetiştiği halde, Gaziantep`te işleniyor ve buradan pazarlanıyor. Tıpkı bulgurda da olduğu gibi. Ülkemizin bulgur üretiminin yüzde 70`i bu ilimizde gerçekleşiyor. Dünyanın en eski buğdayının bu bölgede yetiştiğini ve 4 bin yılı aşkın bir süredir bu topraklarda bulgur üretildiğini duymak insanı gururlandırıyor. Geçen ay bulgurla ilgili bir yazımda dünyada bulgurun giderek ilgi gördüğünü söylemiştim. Antep`te konunun uzmanları da bunu doğruladılar. Başta Arap ülkeleri olmak üzere bulgurumuza talep giderek artıyor. Ancak Avrupa`da bulgur hala sadece Türk marketlerinde bulunabiliyor. Henüz marketlere girebilmiş değil. `Yemek Kültürünün Beşiği Gaziantep 2006` toplantılarının, bu güzel ürünün hak ettiği büyük sıçramayı gerçekleştirmesine katkısı olacağını umuyorum. Bir yemekte Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gaziantep mutfağını tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de, İstanbul`da kebabın yanı sıra Antep yemekleri sunan restoranlar sayesinde tanıdığımı söyledim. Sofradaki ilk bakışta mercimek köftesi gibi görünen bir yemeği işaret etti; `Peki bunun adını biliyor musunuz?` Kem küm ettiğimi görünce, `Malhıtalı köfte`, diye açıkladı. `Mercimek ve bulgurla yapılır.` Gaziantep`te kaldığımız sürece hemen her yemekte etsiz ama bulgurla yapılmış bir ya da birkaç köfte vardı ve her biri farklıydı. Nitekim Bulgur Sanayicileri Derneği`nin yayınladığı kitapçıkta, bulgurla yapılan köftelerin sayısının Elazığ mutfağında 10, Antakya`da 12, Adana`da 13, Şanlıurfa`da 15, Gaziantep mutfağında 42 ve nihayet Malatya mutfağında 68 olduğunu okudum. Sadece bu köfteleri tanıtan bir etkinlik düzenlense, ülkemizin en ücra yerinde bile olsa gidip tatmaya hazırım.

Yazan: Ahmet Örs (Sabah)

Damar Tıkanıklığı İçin Antep Fıstığı

Gaziantep Üniversitesi tarafından yapılan bilimsel bir araştırmada, Antep fıstığının damar tıkanıklığına karşı iyi geldiği tespit edildi.

Atatürk Üniversitesi ve Türk Fizyolojik Bilimler Derneği tarafından düzenlenen 34. Fizyoloji Kongresinde sunulan ''Antep fıstığının genç sağlıklı erkeklerde lipid parametreleri ve oksidatif durum üzerine etkileri'' konulu bildiride, 32 erkek üzerinde yapılan bilimsel çalışmaların verileri yayımlandı.

Gaziantep Üniversitesi'nden (GAZÜ) bir grup bilim adamı tarafından gerçekleştirilen ve konuyla ilgili ilk defa insanlar üzerinde kontrollü olarak yapılan araştırma özelliğini taşıyan çalışmada, bir ay boyunca Akdeniz diyeti uygulanan 32 erkeğe daha sonra aynı diyetle birlikte bir ay boyunca da 100 gram Antep fıstığı verilerek kan örnekleri alındı.

Kan örnekleri üzerinde yapılan incelemede, Antep fıstığının kolesterol düşürücü etkisinin yanı sıra damar tıkanıklığı ile antioksidan etkisi
incelendi.

Araştırma bulgularına göre, Antep fıstığının damar tıkanıklığını önleyici etkisi olduğu belirlenirken, bu etkinin cevizden daha fazla olduğu da ortaya çıktı. Antep fıstığının kötü kolesterol olarak isimlendirilen LDL'yi düşürdüğü ayrıca insan vücuduna zararlı toksinleri engelleyen antioksidan miktarını artırdığı da gözler önüne serildi.

ANTEP FISTIĞININ İNSAN SAĞLIĞINA ÇOK BÜYÜK FAYDASI VAR

Çalışmayı gerçekleştiren ekip üyelerinden GAZÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cahit Bağcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Prof. Dr. İbrahim Sarı, Prof. Dr. Özcan Erel, Doç. Dr. Vedat Davutoğlu, Dr. Yasemin Baltacı ve Dr. Hakim Çelik ile birlikte yapıkları çalışmada, Antep fıstığının faydalarını bilimsel olarak bir kere daha ortaya koyduklarını söyledi.